Konya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.38
  • EURO
    35.06
  • ALTIN
    2326.5
  • BIST
    9104.65
  • BTC
    70524.45$

Dua Etmek Üzerine (2)

26 Şubat 2021, Cuma 09:19

Allah’a hamd, Hz. Muhammed  (s.a.v.)’e salât ederim.

Dua, bütün insanların, özellikle de inananların hayatlarında önemli yeri olan dini bir ana unsurdur.

Usûl ile vuslata erme temennisiyle...

İslam dininde de dua önemli bir yere sahiptir.

Dinin kurucusu Allah(c.c.) ve O'nun elçisi Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz, duanın dindeki yerini insanlara bildirmişlerdir. Şu ayetler Duanın dindeki yeri hakkında bize fikir vermektedir:

Bir ayet-i kerimeye göre dua, insanın Yaratıcısı nezdindeki değerinin karşılığıdır; çünkü Allah, duası olmayana değer vermemektedir. K. Kerim:” Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler, aşağılanmış olarak cehenneme gireceklerdir! (1) (2)Bu ayet doğrultusunda “duayı, insanın varlığının değeri kılan nedir?” sorusu sorulabilir. Başka bir ayette:

“ Kullarım sana beni sorduklarında bilsinler ki şüphesiz ben yakınım, bana dua ettiğinde duacının dileğine karşılık veririm. Şu halde benim davetime gelsinler ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulalar.”(3) (4)

“ En güzel isimler Allah'ındır; bu güzel isimlerle O'na dua edin, O'nun isimleri hakkında inkâra sapanları kendi hallerine bırakın. Onlar yaptıklarının cezasını çekecekler!”(5) (6)

 “ De ki (o inkârcılara): "Kulluğunuz ve niyazınız olmasa Allah size ne diye değer versin! Siz (O'nun dinini) asılsız saydınız; onun için artık bu, yakanızı bırakmayacak!" (7) (8) Allah diyen mahrum kalmaz.

17. HER ÂN HER ŞEYİ ALLAH’TAN İSTEMEK

 

1. Yâ Rabbî âhmedûke ‘alâ vehbi’l-minen

     İnneke zû keremin ve zû fazlin hasen

 1. Ya Rabb! Bizi nimetlendirdiğin için sana hamd olsun.

      Muhakkak sen yüce Kerem ve yüce güzel faziletler sahibisin.

11. Ve innî es’elüke min hayri mâ se’ele

       Nebiyyüke’l-müctebâ zü’l-mecdi ve’z-zekeni

                                                                              (Ahmet Kuddûsî Hz. Divanından)

Şartlanmış olarak “Allah”(c.c.) kelimesini dilimizde dolandırmamız hakîkat’ten “Allah” dememiz değildir, o anda beynimizde-gönlümüzde muhabbet ettiğimiz, ne varsa bizim Rabbımız o’dur ve ne talep edersek o anda o’ndan talep ediyoruzdur. Onun için dilimizin söyledikleri esnasında kalbimiz (gönlümüz) aynı şey’e odaklanmalıdır. Bu konuda  Sadreddin Konevi’nin 40 Hadis adlı kitabından bir bölümü paylaşmak istiyorum;

Bilesin ki insan duâ ânında zâhiriyle ve bâtınıyla Rabbine yönelir.

Bu yüzden “huzûr -i kalb ” şart koşulmuştur. Nitekim Hz. Peygamber(sav) der ki: “Allah Teâlâ, gâfilin duâsını kabûl buyurmaz.” (3) Bir başka rivâyette: “Gâfil kalble yapılan duâyı kabûl buyurmaz” (4) buyurulur. Hattâ Aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm Efendimiz, talep sırasında Hak’tan istenen şeye uygun sağlıklı bir istihzârı; yâni kalb ve zihinde hazır bulunan duyguyu şart koşmuş ve bu yüzden Ali (r.a.)’a şu duâyı öğretmiştir. “Allahım! bana hidâyet ver, beni seddeyle/koru!”(5)

Sonra Peygamberimiz Ali ’ye hidâyet lâfzıyla yolun doğrusuna ermeyi, sedâd ile ok gibi doğru olma düşüncesini zihninde bulundurmayı emretmiştir. Çünkü duâya icâbet zihnindeki tasavvura bağlıdır. Hakk’a en yakın tasavvur duâları müstecâb kılar. Tasavvurun doğruluğu ilm-i hakîkîye ve şühûd-i sahîha bağlıdır. Bu yüzden Aleyhi’s-salâtü ve’s selâm  Efendimiz: “Eğer Hak Teâlâ hazretlerini gerçek anlamda tanımış olsaydınız duâlarınızla dağlar yerinden oynardı”(6) buyurmuştur. Görmez misiniz ki Allah Rasûlü’nün mârifet ve şühûdu tam olduğundan duâlarının ekserîsi müstecâb olmuştur. Nebîlerden ve velîlerden mârifete yakın olanların durumu da böyledir. Onlar, duâ ettiklerinde duâlarına icâbet olunacağı vaad olunmuşlardır. Nitekim şu âyet-i kerîme buna işârettir: “Bana duâ edin ben icâbet edeyim.”  (7)

Mârifetten nasîbi olmayan ve duâ sırasında sahîh bir zihnî ve kalbî hazırlık/istihzâr sağlayamayanlar Hakk’a duâ etmiş sayılmazlar.

Bu yüzden de duâlarına icâbet olunmaz.(9)

Üç Aylar (Receb, Şa’ban; Ramazan-ı Şerif) ve bunlardaki Mübârek Kandiller, mübârek olsun.

Duâlarımızın müstecâb olması (kabulü) dileğiyle….

 

Dipnotlar:

(1) Mümin 60.

(2)Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez, Prof. Dr. Sadrettin Gümüş, Kur’an Yolu: IV/ 667

(3) Bakara 186.

(4)Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez, Prof. Dr. Sadrettin Gümüş, Kur’an Yolu:I/281.

(5)A’raf, 7/180

(6)Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Prof. Dr. İbrahim Kâfi Dönmez, Prof. Dr. Sadrettin Gümüş, Kur’an Yolu, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: II/629.

(7) Furkân, 25/77.

(8)Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez, Prof. Dr. Sadrettin Gümüş, Kur’an Yolu: IV/ 137

 (9)Sadreddîn Konevî KIRK HADÎS ŞERHİ ve TERCÜMESİ Tahkîk ve Tercüme Prof. Dr. H. Kâmil YILMAZ sh 46 

Konya 2009MEBKAM  

Bu Dipnotlar  alıntı yaptığımız metinin dipnotlarıdır. Aynen  muhafaza ettim..

“3. İbn Hanbel, II, 177.

4. Tirmizî , Deavât, 65.

5. Müslim , Zikir, 78; Ebû Dâvud , Hâtim, 4; Neseî, Zînet, 8, 121.

6. Hindî, Kenzu’l-ummâl, III, 144, İbnu’s-sünnî’den.

7. el-Mümin, 40/60.”

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.