Konya
23 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.55
  • EURO
    34.88
  • ALTIN
    2427.6
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66764.5$

DSİ: HAZİNE BULDUK

16 Mayıs 2022, Pazartesi 08:07

Su da, hazine oldu sonunda.

Hazine başka, su başka bir şey oysa. 

Hazine keşfedilir, su bulunur.

İkisi de başka önemli değerdir.

Bizim kültürümüzde hazine  paradır, altındır, gümüştür daha çok. Değeri  istenildiğinde ölçülebilen her türlü somut  servetlerdir anlayacağınız.

Hazine değerinden ötürü  korunur ve saklanır ayrıca.

Su, nedir ona da bakalım.

Su, hayati önemi sahip bir varlıktır.

Suyun tarımsal, içme, kullanma ve sanayi alanındaki darlığı ise suyun kıymetini artırır. 

Bu durumda yeni su kaynakları araştırılır.

İlgili kurumlar, plan, proje, etüt, uygulama ne gerekiyorsa yapar.

Su, bulunabilendir.

Su, hazine anlamında ifade edilmez.

 DSİ 4. Bölge Müdürlüğü suyu keşif yapıp “hazine bulduk” deyince aradaki farkı ortaya koymak gerektiğini düşündüm. Müdavimimiz olan okuyucu telkinlerinin isteği üzere yerelde gündemin alt sıralarına gerileyen bu bahsi yazmamız gerektiğini düşündüm.

Keşif ve hazine.

DSİ 4. Bölge Müdürlüğü önce suyu keşfetti, sonra da hazine yaptı iyi mi?

DSİ tarafından keşfedildiği ileri sürülen su yukarıda açıklandığımız sebep ve örnekler çerçevesinde hazine olmadığı gibi, acaba yeni bir çalışma mı ona bakalım. 

Baştan belirtelim ki, bu yeni bir çalışma değil.

Dolayısıyla kuruma ait ağdalı ve ağırlaştırılmış ifade şekliyle  bu dönemin keşfi değil.

Bugün yapılan ve olan, malumun ilanı sadece.

Bakın nasıl?

Bu konu, 1986 yılında DSİ 4. Bölge Müdürlüğü tarafından Konya-Çumra Sulama Projesi, 1. Planlama Raporunda yer alan bir konu.

Bahsedilen raporda özellikle Seydişehir ve Derebucak ilçelerinde yoğun yağışlar neticesinde oluşan zengin su kaynaklarının karstik yapı sebebiyle düdenler marifetiyle Akdeniz’e boşalmasının yerine, Konya Ovasına aktarılması hedefleniyor.

Aradan geçen uzun yıllar sonra DSİ 4.Bölge Müdürü tarafından son günlerde “Keşif/hazine” güzellemeleri eşliğinde, piyasaya sunum ve açıklama yaptığı proje,  1986 yılındaki o proje.

Bahsedilen bölgedeki su rezervi i  70 milyon metreküp olarak açıklandı.

Daha sonra miktar revize edildi, 40 milyon metreküpe düşürüldü.

70 ya da 40 milyon metreküp su.

Az su değil.

Konya kapalı havzasında yılda 4.5 milyar metreküp su kullanıyor.

Mavi Tünel’den gelen su miktarı yılda 400 milyon metreküp.

Suğla Gölünde  tutulan su miktarı 61 milyon metreküp.

Sırf bu iki örnek üzerinden bile olaya bakıldığında, Akdeniz’e Seydişehir ve Derebucak üzerinden düdenler marifetiyle akan 70 ya da 40 milyon metreküp su, önemli bir kaynak.

Kronik hale gelen 1986 tarihli projesinden maksat Akdeniz’e akan su rezervinin geri kazanılmasıdır.

Suru: Bu mümkün mü?

Kesinlikle mümkün değil.

Bakın neden?

Arada önemli bir kot farkı var her şeyden önce.

Bu yüzden Suğla Gölüne aktarılamayan suyun, Konya Ovası için faydalı hale getirilmesi mümkün görünmüyor.

Sonra yağış meselesi var.

Bahsedilen bölgelerde yağış olursa, su rezervi oluşacak.

Yağışların olmaması halinde, su da olmayacak.

Dolasıyla devamlılık arz etmeyen bir mesele, bu mesele.

Daha çok bu sebeple olmalı ki yıllardır, atıl olan bu proje.

Rantabl olmayan bir projenin adı bugün keşif ve hazine oldu.

Keşke yeni ve uygulanması mümkün olan bu proje açıklanabilseydi.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.