DOKTOR CİVANIM

Dün sabah evde iken doktorlardan hala zam haberine gelen tepkiler, sokağa çıkınca da şehrin göbeğinde cirit atan kamyonlar ile üzülüyorduk.

İzninizle bugün bu iki konuyu değerlendirsek yeter diye düşünüyorum.

O zaman doktorlarımızla sağlık çalışanlarımız ile başlayalım mı?

Hani geçen gün doktor dostlarımızın maaşlarına yapılacak olan zammın ardından verdikleri tepkiyi dile getirmiştim ya.

İşte benim gönül dostum Fikret Çoşar abim benim o günkü yazım ile ilgili olarak bir doktor arkadaşının yaptığı yorumu benimle paylaşıyordu;

“Reelde böyle bir zam da yok.

Ödenen döner sermaye, önceden mahalli bütçeden bir kısım ödenek, merkezi bütçeyle ödenecek bundan sonra.

Örneğin hastane döner sermayesinden merkezi bütçeye geçti.

Yoksa bu para zaten doktorların cebine giriyordu.

Ama şu faydasını da ifade edelim:

Döner sermaye bazen düşük bazen yüksek bazen de olmayabiliyordu. Şimdi kesinleşti.

İkinci ve en önemlisi emekliliğe yansıyacak...

Ama böyle bağıra bağıra yapmaları çok çirkin.

Rencide olduk.

Anlattığım gibi gerçeği de yansıtmıyor.

Bir de diğer sağlık personelini de içermemesi, sağlık camiası personelleri arasında nifak tohumları ekmiş oldu bakanlık.

İyilik yapayım derken göz çıkardı”

…………..

Durum bu kadar net işte.

Sabah sabah bir yandan kahvaltımı yapıyorum karşımda televizyon haberleri izliyorum diğer yandan da telefon elimde sosyal medyayı karıştırıp duruyorum.

Mesleğine çok büyük saygı duyduğum, duruşunu takdir ettiğim dostum Prof. Dr. Mehmet Arazı hocada twitterda bir paylaşım yapmış;

“Hekimler istifa ediyor etiketi Twitter’da gündem oldu. Binlerce meslektaşımızın ne kadar dertli olduğunu görmüş olduk. Sağlık otoriteleri ve politika üreticilerinin bu konuya daha yakından yaklaşmaları gerektiği açıkça görülüyor”

……………

Vallahi inanın ben bu işi hala anlayabilmiş değilim.

Doktorundan hemşiresine, sağlık bürokratından sağlık çalışanına bir mutsuzluk var.

Var.

Var da dinliyorum çözemiyorum.

Bunları okurken bizim çocukluğumuzda dilimizden düşürmediğimiz bir şarkı vardı;

“DOKTOR DOKTOR CİVANIM

NELER İSTİYOR CANIM”

…………..

Bunu yazayım diye googla girince şarkının sözlerini de yanlış hatırladığımı gördüm; 

“Doktor civanım

Doktor doktor imanım

Ne istersen alayım

Ben senin olayım

Doktor civanım

Doktor doktor imanım

Ne istersen alayım

Yeter ki senin olayım

Bir elinde cantası

Ötekinde komşunun kazı

Küçük hanımın eli uzun

Çarpar bazı bazı

Küçük hanımın eli uzun

Çarpar bazı bazı

………………

Şarkının sözleri böyle uzayıp gidiyor.

Yalan dünyada iki şey olmadı mı olmaz.

Hakim ve hekim.

Yani adalet ve sağlık.

BU KAMYONLARIN SAATİ YOK MUYDU?

Sabah sabah canımı sıkan ikinci konu ise şehrin her yerinde ara sokaklarında caddelerinde fütursuz bir şekilde cirit atan ağır tonajlı kamyonlardı.

Buyurun burası Kunduracılar Durağından Belh kavşağına giden yol

İkinci kareye bakarsanız aynı bölgede benim fotoğrafını çekebildiğim bir değil iki ayrı kamyon aramızda.

Burasıda Meram.

Eğitim Fakültesinin arkası

Bu ağır tonajlı kamyon yüzünden trafik akışı ışıklarda dur kalklardan tutunda araç sollamaya kadar Beyşehir yolundan bu yana normal seyrinde akamıyor.

Şunu demek istiyorum.

Bir günde iki üç dört kamyonu gösterip bu insanların ekmeğinde filan değiliz.

Sadece zaman zaman kendimin burada yazıp sonrada yazdıklarımızın nasıl yalan oluşunun vicdani sıkıntısı içerisindeyim.

Çünkü büyüklerimiz demişlerdi ki “Şehir içi trafiğine kamyon gibi tır gibi büyük tonajlı araçların giriş ve çıkış saatleri var”

Bizde bunu yazmıştık.

Demek ki söylenen de yalan.

Bizim yazdıklarımızda yalan.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Varsa yetecek kadar yiyeceğin, birde başını sokacak evin, insanoğluna kulluk etmiyorsan sevin be iki gözüm. Zaten cennettesin.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?     

Bayan sürücüler yoğun trafik akışında yanlarında ve arka koltukta bulunan hanım dostları ile sohbet ederek aheste aheste giderek trafiği aksatmadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.