Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.60
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2496.7
  • BIST
    9524.59
  • BTC
    62139.44$

Depremden Çıkarılması Gereken Sonuçlar (1)

14 Mart 2019, Perşembe 08:39

İşi Ehline Vermek:

Cenâb-ı Hak, Kur’an-ı Kerim de “ Allah size emanetleri ehline vermenizi emrediyor.”(1)  buyurmaktadır. Bu İlâhî emir, bütün alanlarda da İslâm’ın olmazsa olmaz şartıdır. Deprem bölgesinde birçok bina teknik yönden kusurlu olduğu için yıkılmıştır. Bu binaların yapımı ehil ve uzman kimselere verilmiş, bilim ve tekniğin icabı yerine getirilmiş olsaydı, bu kadar hasar ve can kaybı olmayacaktı.

Emin insan olmak, kendisine herhangi bir şey emanet edilecek kimse olmak, yaptığı işin hakkını vermek, İslâm ahlâkının özelliklerinden olduğu gibi, imanı kemâle ulaştıran unsurlardan birisidir. Hz. Peygamber bir hadislerinde: “ Güvenilir olmayan kimsenin imanı yoktur.” Buyurmuştur. Bir başka hadislerinde de: “Gerçek Müslüman, başkalarının elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.”(2)  buyurmuşlardır.

Felâketlere Karşı Hazırlıklı Olmak:

Ülkemiz jeolojik açıdan deprem, sel, çığ ve orman yangını gibi felâketin sıkça yaşandığı bir konumdadır. Bu bakımdan her bölgenin durumuna göre; ilim ve fennin teknik imkân ve uyarıları dâhilinde yapılanmaya gitmek gerekir. Bunları görmezlikten gelmek, bu husustaki uyarıları göz önünde bulundurmamak, denetim ve kontrol görevi olanların işlerinde ciddî davranmamaları suçtur, kul hakkına tecavüzdür, zulümdür, felâket ve musibete bile bile davetiye çıkarmaktır.

Depremi, maddî hayatımıza yönelik tehlikeye karşı olduğu gibi manevî ve ölüm ötesi hayatımıza zarar verecek durumlara karşı da bir uyarıcı gibi değerlendirmek gerekir. Ne kadar rahat ve uzun yaşarsak yaşayalım, ölüm denen gerçekle her an karşılaşabileceğimizi, pek çok insanımızı kaybederken gördük. Hayatın tüm kısalığına rağmen, onu, Rabbimizin bizden istediği yönde değerlendirmek hepimize düşen bir görev olmalıdır.

İrade ve Yetkiyi Doğru Kullanmak:

Yüce Allah tarafından bahşedilen cüzî irâdelerimizi seçme hakkımızı kullanarak, kendimiz, tabiî çevremiz ve sosyal çevremiz için faydalı olacak tercihlerde bulunmak sorumluluğunu taşımaktayız. Allah, kâinattaki her şeyi insanının emrine vermiştir. Şüphesiz, üzerinde yaşadığımız topraklar da, insanoğlunun emrine verilmiştir. Cenâb-ı Hakk’ın bizden istediği, emrimize verdiği vasıtaları en iyi şekilde tanımak ve onlardan en verimli şekilde istifade etmektir. Bunun aksine hareket etmek günah ve zulümdür, İstiklâl Marşımızın Şâiri merhum Mehmet Âkif ERSOY, ibret alınsaydı, tarihin tekerrür etmeyeceğini terennüm etmektedir. 1894 yılında meydana gelen İstanbul depreminden sonra devrin hükümdarı Abdülhamit, bir ferman çıkararak, bundan böyle, bölgede yapılan evlerin çok katlı olmaması ve bina malzemesi olarak da ahşap kullanılmasını istemiştir. Benzeri uyarılar daha sonraki depremlerde de yapılmıştır. Ne yazık ki, bu uyarıların hiçbiri gerektiği ölçüde nazar-ı dikkate alınmamıştır. Bu yüzden tarih, sürekli tekerrür etmiştir. Artık kendimize gelmemiz gerekmektedir.

İbret Almak:

Kur‘an-ı Kerim, akıl sahibi insana, kâinatta olup bitenlere ve çevresindeki eşya ve olaylara bakarak bunlardan ibret almasını, dersler çıkarmasını emretmektedir. Kâinâtın işleyişi kadar, geçmiş ümmetlerin işledikleri hatalar yüzünden uğradıkları acı akıbetler de birer ibret vesilesidirler. Kur’an, özellikle geçmiş ümmetlere ait ibretlik olayları, ders alınması için zikrettiğini iade etmektedir. Nitekim Âd kavminin başından geçenler anlatıldıktan sonra; “Şüphesiz bunda öğüt ve ibret vardır.”(3)  buyrulmaktadır.

Önemli bir nokta da şudur: Eski milletlere toptan (umumî) azaplar (isti’sâl) indirilmiştir. Ancak Hz. Peygamber’in gelmesinden sonra toptan imha olmayacak, belki kısmî uyarılar görülebilecektir. İşte bu açıdan depremlerin de ibret alınacak olaylardan biri olarak değerlendirilmesi, yaşananlardan ders çıkarılması gerektiği açıktır.

Dipnotlar:

1-Nisâ,58.

2-Ahmed b. Hanbel,  Müsned, C:III, S: 135.

3-Şuarâ:139.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.