Konya
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2498.1
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    63944.016$

CEHENNEM-2

09 Eylül 2017, Cumartesi 08:53

Yunus’un her şiirinde büyük hikmetler var. Bakın ko­numuzla ilgili; “iyi ve yerinde söylenen söz, cehennemi sekiz katlı cennet haline getirir” buyurur:

Kişi bile söz demini

Demeye sözün kemini

Bu dünya cehennemini

Sekiz uçmağ ede bir söz

Âşık, sevdiğinden ayrı kaldığı müddetçe cehennem­dedir. Bir grup insanın ameli tartılmış, hesabı görülmüş ve cehen­nemlikler ayrılıp içeri sokulacakları zaman melek­lere yal­varmaya başlamışlar. Melekler; “sizi cehenneme koyma­ma­mız mümkün değil, karar verildi, ancak bizim size            yapabile­ceğimiz iyilik; Türk cehennemi var, Avrupa cehennemi var, bunlardan birini tercih etmenize müsaade edebiliriz” demiş­ler ve insanlardan nereleri tercih etti­lerse oraya götürmüşler. Bir müddet sonra bu iki cehen­nem halkı bir yerde buluşmuş­lar ve birbirlerine hallerini sormuşlar. Avrupa cehennemin­dekiler: Söylendiği gibi her gün takdir edilen program gereği azap görüyoruz. Yakıyorlar, kavuruyor­lar, zehirler, zıkkım­lar… içiriyor­lar… Ya siz nasılsınız? Demişler, Türk cehen­nemindeki­ler şöyle demişler: Yok elhamdülillah biz daha öyle şeylerle karşılaşmadık, bir gün kibrit bulunmaz, bir gün kazan bulunmaz, bir gün kepçe bulunmaz, bir gün personel bulun­maz, böyle böyle idare edip gidiyoruz.

Tabii ki, bu bir uydurma fıkra, Allah’ın kurduğu dü­zende böyle şeyler olmaz. Ama bizlerin ne kadar düzensiz, tertipsiz, programsız insanlar olduğu­muzu dile getirmesi açı­sından ibret alınması gerekir.

SORGU-SUAL

Osmanlının tefessüh (bozulma) döneminde gelip fera­set ve fetanetiyle imparatorluğun çöküşünü 30 sene ge­ciktiren ama kimseye yaranamayan, onu gerçek yönle­riyle tanımayan birçok kişinin buğzunu celbeden, hele hele jön Türklerin baş düşmanı olan Abdülhamit merhu­mun idareyi bırakmasıyla her şeyin güllük gülistanlık olacağını zanneden Rıza Tevfik ve benzerleri, İttihat ve Terakki’nin, giden Abdülhamit dö­nemini mumla arattığını görünce şöyle serzenişte bulunmuş­lardır:

Türkü yine o türkü sazlarda tel değişti

Yumruk yine o yumruk sadece el değişti

Aldıkça al, kaldıkça kal, çaldıkça çal

İstersen ver yüz arzuhal, ne sorgu var ne sual

Ama inancımıza göre uhrevi âlem öyle olmayacak, her­kes zerre miktarı hayrının mükâfatını, zerre miktarı kötülü­ğünün de cezasını mutlaka çekecek, üstelik bunun hesabı, sorgusu kabre konur konmaz başlayacaktır. Buna kabir suali denir. Bu görevi yerine getirecek iki meleğin isimleri de Münker ve Nekir’dir.

Bir beldede Molla Bekir diye bir mütegallibe yani za­lim birisi varmış. Çalıştırdığı fakirlere, hizmetini gördür­düğü ga­riplere borcunu vermezmiş. Bu zata uzun yıllar çobanlık ya­pan, alacaklarını bir türlü alamayan, canın­dan bıkıp usanan çoban ölmüş, mezkür iki melek gelmiş, sorguya başlamışlar, çoban “siz kimsiniz?” diye sormuş. Onlar Münker, Nekir de­yince çoban “Molla Bekir” anla­mış ve “ulen ağa senden bu­rada damı kurtulamayacağım” demiş.

Nasrettin Hoca’ya “Cuma günü ölenlere sorgu yokmuş hocam, doğ­rumu?” diye sormuşlar, o “doğru ama Cumar­tesi anasını bellerler” demiş.

Beyazid-i Bestami Hazretleri ölmüş ve bir müddet sonra rüyada gören dostları sormuş; “nasıl oldu, ilk geceyi kabirde nasıl geçirdin?” diye. “İlk gece bana sordular ne getirdin?, neyle geldin?” dediler, ben de onlara; “bir padi­şahın huzu­runa gelene ne getirdin denmez, ne istersin derler” dedim, Rabbim’den; “doğru söylüyor” diye cevap geldi ve rahat et­tim” demiş.([1])

Ama bizler o Allah dostları gibi nazlanabilir miyiz? Buna yüzümüz olur mu? bilmem.

Dipnot:

1- Nezihe Araz, “Anadolu Erenleri”, Özgür Yayınları, İst. 2000, s. 434.

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.