Konya
23 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.59
  • EURO
    34.79
  • ALTIN
    2411.0
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66235.93$

CAN DOSTLARI

04 Ocak 2020, Cumartesi 09:22

Can dostları denince aklı direk hayvanlar geliyor. Gerçekten de bize dost, arkadaş oluyorlar. Bunu daha çok bir hayvanı sahiplenenler net anlayabiliyor. Herkes hayvan sever olabilir ama hayvan sahibi olup sorumluluğunu alabilmek ve o ince bağı hissedebilmek kolay değildir. Sokakta gördüğünüz bir kediye ay yazık, aman ne kadar da güzel demek hayvan seviyorsunuz demek olabilir ama can dostunuz olmasına asla yeterli değildir. Can dostu olması demek o hayvanın canınızdan bir parçaymış gibi olması demek. Bunun hissetmek için de özel bir çabaya ihtiyaç yoktur inanın. Bir cana evinizin kapılarını açın ve gerisini ona bırakın. Siz farkına bile varmadan o kendisini canınızdan bir parça ailenizin bir üyesi haline getirir. Aslına bakarsanız bunun için oda çok çaba harcamaz. Doğasını izleseniz yeter. Evinize ailenize aldığınız ilk günler köşe bucak kaçar sizden, sürekli sesler çıkarıp ağlar belki de sonra acıktıkça koyduğunuz bir avuç mamaya korka korka gelir, karnını doyur doyurmaz da bulur yine saklanacak bir köşe. Siz bir kere kucağınıza almak için sabırsızlanırken o bir an boş bulunup size yakalanma korkusu ile köşe kapmaca oynar sizinle. Biraz zaman geçtikçe kısa süreli gezintilere çıkar evin içinde burnu 400 beygir hızında koklama yetisini kullanarak tabi. Evi tanımak kokusuna almak ister ki buda yaşayacağı alana alışmak istiyor demek oluyor. Daha sonra bakmışsınız ele gelmiyor ama köşe bucak da saklanmıyor artık. Ve biraz daha süre geçtikten sonra mutlu son. Siz bir yerde o bir yerde kafasına göre takılıyor hoplayıp zıplıyor, mamasını yiyip yerde yuvalanıyor ve nefesinizi kesiyor. Çünkü sıcacık tüylü ve ışıl ışıl gözlerle bir şey kucağınıza kıvrılıvermiş mırıldanıyor. Siz de rahatsız olmasın diye nefes almaya bile korkar hale gelivermişsiniz. Daha da ilerleyen günlerde ise siz o evde misafirsiniz artık hayırlı olsun. Asıl evin sahibi can dostunuz olmuştur. Siz kapıdan çıkarken arkanızdan bakan, kapıdan girerken kucağınıza atlayan, can uykunuzdan uyandıran, sürekli oradan oraya koşan bir ev sahibi ile karşı karşıyasınız. Hatta eşyalarınıza zarar verdikleri de olabilir evinizi kirlettikleri de kırdıkları parçaladıkları da görülebilir, bir de kutsal sorun tüy dökmeleri. Ama dedim ya bunların hepsi görülebilen sorunlar yani dışarıdan bakınca görünürler sadece. Birde olayın içene girince baktığını küçücük ama devasa aydınlık bir pencere var ki ışıl ışıl. İşte o küçücük pencereden bakmak demek dışarıdan bakınca görünen hiçbir şeyi görememek demek. O pençe sizlere sadece sevgiyi, şefkati, merhameti ve vicdanı gösterir. Kırılan yıkılan hiçbir şey umurunuz da olmaz. Sevgi şefkat sizi ele geçirmiştir artık. Zarar gören ev için değil de can dostunuza bir şey mi olacak diye hop oturur hop kalkar hale gelirsiniz. Biraz fazla uyusa halsiz mi dersiniz, az yedi iştahsız mı dersiniz, gözümü aktı, patisi mi şişti, bir yeri mi incindi diye sürekli kontrol altında tutarsınız. Tabi bunlar bir cana sahip olduktan sonra yaşanacakların en basitleri. Çünkü tek bir can inanın her bir şeye can. Dünyanızı değiştirip güzelliklere boğan duygu. Hayvan sevmenin sadece başını okşamaktan ibaret olmadığını, bunlara da yazık ya demenin yetmediğini, vurdum duymazlıkla bir yere varılmayacağını, hayvanların insanlardan gelen sevgiye ve desteğe her zaman muhtaç olduğunu sadece bir cana evinizin kapısını açarak öğreniyorsunuz. Bildiğiniz insanlık dersi veriyor bize eve aldığımız bir can dostu. Sadece kedi köpek olarak düşünmemek gerekir tabi. Her çeşit hayvan sadece hayvan oldukları için bile el üstünde tutulmalı ve sevgiyle bakılmalı. Bunları bizzat yaşayan biri olarak, sokakta baktığım onca hayvana rağmen evimin içine aldığım bir canla hissettiğim farklılıkları anlatmak istedim sizlere.

Ben sosyal medyada çok aktif olmasam da bu canlarla alakalı takip ettiğim birkaç platform var. Bunlardan biri de KONYA KEDİ SAHİPLENDİRME PLATFORMU. 8 binin üstünde takipçisi var. Aktif olanlarda tabi ki bu kadar değil ama inanın gurupta aktif olan ve canlar için canla başla çalışanlar mevcut. Yaraları olan canları tedavi ettirmek, sokaktaki canlara sahip çıkacak birilerini bulmak, sokaktaki canlar için barınacak kulübeler temin etmek, kampanyalar yapıp mamalar almak, lokanta kafe gibi yerlerden artık yemek bulmak, fırınlardan bayat ekmek toplamak, eski kıyafet yada battaniye tarzı şeyleri toplamak ve daha bir çok şey. Hepsini yazmak mümkün değil ve bunlar sadece sokak hayvanları için. İş bunlarla da kalmıyor bir de bu toplananları dağıtmak var ki en meşakkatli tarafı da bu olsa gerek. Soğuk, kar kış ve uzak demeden alınan her yardım ayırt etmeksizin tüm canlara yetiştirilmeye çalışılıyor. Adını bile bilmediğimiz dağlara ormanlık alanlara insan izinin olmadığı yerlere ulaşıp oraya atılan canlara can olmaya çalışıyorlar. Ve bunu sadece Allah rızası için yapıyorlar. Ben şahsım adıma ve böyle düşünen bir çok insanın adına kendilerine teşekkür ediyorum. Ve buradan da yardım talep etmek için yazmıyorum. Amacım bunun gibi projeleri sadece duyurmak. Ben duyurduktan sonra duyanlar kendi içtenlikleri ve vicdanları ile hareket ederler zaten. Ama büyük duam Allah bizleri vicdanlı, merhametli kullarından etsin. Bu duam kabul olursa zaten gerisi kendiliğinden olur gider… Unutmayalım bize emanet edilen tek can kendi canımız değildir. Bizlere senin canın emanet denmez bütün canlar emanettir denir…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.