Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.64
  • EURO
    34.87
  • ALTIN
    2495.3
  • BIST
    9524.59
  • BTC
    63685.04$

BİZE BARBAR DİYENLER (3)

16 Kasım 2016, Çarşamba 07:50

"Fransa'nın Macon bölgesinde,  1026 tarihinde zuhur eden bü­yük kıt­lıkta,  açlıktan o kadar çok insan ölmüştür ki,  büyük çukur­lar kazılıp yüz­lercesi birden içlerine atılmışlardır. Aç kim­seler bu cesetleri çukurlar­dan çıkarıp yemişlerdir. Diğer bazı kimseler de yollarda yolculara taarruz et­miş­ler veyahut bir yumurta,  bir elma gösterip yanlarına çektikleri ço­cuk­ları bo­ğazlayıp karınlarını        doyu­rmuşlardır."(1)

"İlk Haçlı ordusunda (Pierre L'Ermite) idaresindeki öncü kuv­vetleri 1096 tarihinde,  İs­tanbul önlerine geldiği vakit,  Bizanslılar tarafından Ana­dolu yakasına geçirilip,  Türklere karşı sevk         edi­lince,  tıpkı eşkıya çe­teleri şeklinde öteye beriye saldırıp haydut­luğa kalkışan mülev­ves Haç­lılar,  İznik civarında ellerine geçirdik­leri masum çocukları parçalayarak pişiri­yorlar ve yiyorlardı... Bu olaylar bir defa vuku bulmuş olaylar da değildir. Antakya,  Halep ve daha birçok kuşatmada tekerrür etmiştir. Susuzluklarını gidermek için de hayvanların kanlarını ve idrarlarını içtik­lerini yine kendi tarihçileri itiraf etmektedirler."(2)

“Haçlı orduları Kudüs’e gelince ahalinin cümlesi: Kadın,  erkek ve ço­cuk farkı gözetilmek­sizin öldürüldü Cesetlerin tefessühü (kokuşması) veba gibi bulaşıcı bir hastalığın zuhuruna sebep oldu. Yetmiş bin Müslü­man’ı bo­ğazladıktan  ve Yahudileri havralarında yaktıktan sonra,                          yor­gunluklarından öldürüp ve yakamadıkları için ellerinde bir hayli esir kaldı."(3)

Kudüs alındıktan sonra oraya kral olan Godefroy De Boillon Papaya gönderdiği mek­tupta söyle der: "Eğer Kudüs’te bulunan düşmanlara ne ya­pıldığını bilmek isterseniz,  malu­munuz olsun ki,  Mabed-i Süleyman dehli­zinde ve Mescid-i Aksa’da bizimkiler Arapların kanları içinde atla          geziyor­lardı. Kan atların diz kapakla­rına kadar çıkmış bulunuyordu."(4)

 

Haçlı orduları denen canavar sürülerinin yaptıklarından çok cüz'i bir bö­lümünü gözler önüne sermeye çalıştık. Haçlılardan 400 sene önce,  Ku­düs’ü Hıristiyanlardan alan İslâm ordu­sunun ve daha sonra Kudüs’e gelen Hz. Ömer’in Hıristiyan ve Yahudilere nasıl davran­dıklarını,  kimse­nin kı­lına halel gelmediğini kati surette kimsenin can ve malının yağma edil­me­diğini,  onlara dini inançları bakımından bile nasıl toleranslı davra­nıldığını tarihler kaydet­mektedir. Fakat Haçlı Orduları­nın ve onları savaşa teş­vik eden papazların din adına,  Hz. İsa adına yaptıkları bu canavarlık­lar­dan sonra oraları tekrar onlar­dan geri alan İslâm kumandanı Selahaddin-i Eyyubî'nin onlara nasıl davrandı­ğını yine kendi milletlerine ait bir yazarın kaleminden örnek olması bakımın­dan sunuyorum:

"...Sultan Selahaddin Kudüs’ü zapt ettiği zaman (1187 de),  birinci sefe­rinde Haçlıların davranışlarını taklit etmek,  onların Müslümanları nasıl öl­dürdülerse O'da Hıristiyanları öylece öldür­mek şöyle dursun, on­lara hafif bir vergi tarhıyla iktifa etti."(5)

Takribi 1970’li yıllarda Şili’ye maç yapmaya giden Hıristiyan spor­cula­rın uçakları And dağlarına düşmüş,  sağ kalanlar birbirleri­nin etlerini yiye­rek günlerce orada mahsur kaldıktan sonra           kurtul­muşlardır.  Bu olayı ba­sın ve yayın kuruluşları bütün dünyaya duyurmuşlar,  hatta Filme bile almışlardır. Bunları yapanlar Avrupalılar ve Hıristiyanlar olursa medeni­lik,  Afri­kalılar olursa adı yamyamlık oluyor!

Avrupalı geçmişte böyle idi de,  günümüzde değişti mi? Asla. Avru­palı­nın ruhu,  kafa ya­pısı,  mutaassıp zihniyeti,  sadist zevkleri katiyen de­ğişme­miş,  sadece yaptığı zulüm,  katliam ve barbarlıkla­rını gizleme­sini, kamufle etmesini veya bunu başkalarının üzerine yüklemesini tarihi        tecrü­beleri saye­sinde çok iyi bilmektedirler.

Dipnotlar:

1- Seignobos, “Le Boyen Age” adlı eserinden, s. 237. “Tarihi Hakikatler”, c. 1, s. 31.

2- İsmail Hâmi Dânişmend,“Tarihi Hakikatler”,Tercüman Gazetesi Yay.1979, c. 1, s.544. 

3- Funç Brentant, “Les Croisades” adlı eserinden, s. 24.

4- Gibbon Henri, “Bizansın Yıkılış tarihi”yle ilgili eseri, s. 670.                                                                                            5- Fransız rahiplerinden Fuçher de Chartres, “La Coguete  de Jerusâlem”,  s. 18; Bu adil davranışı Batılılar   tarafından çevrilen “Selahaddin-i Eyyubî” flminde de görmek mümkün. 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.