Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.57
  • EURO
    34.97
  • ALTIN
    2424.7
  • BIST
    9722.09
  • BTC
    64283.16$

BİZE BARBAR DİYENLER (2)

15 Kasım 2016, Salı 07:40

     Tarihte Romalıların daha sonrada Avrupalıların çeşitli millet­lere karşı uyguladıkları baskı,  zulüm ve işkencelerden teferruatlı bir şekilde bah­set­meye köşemizin kapasitesi kâfi gelmez ama,  yinede birkaç misal vere­lim:

Teferruatlı bilgi edinmek isteyenlerin tarih kitaplarındaki Haçlı se­fer­leri ile ilgili bölüm­leri okumaları yeterli olur sanırım. Bu seferler esna­sında kadın,  çocuk,  yaşlı demeden mil­yonlarca masum insan kılıçtan geçirilmiş,  evleri yıkılmış,  ocakları söndü­rülmüş,  namus ve şereflere tecavüz edilmiş,  ibadet­haneler yerle bir edilip,  Müslümanlarca mukaddes sayılan bu yerlere en bü­yük         ha­karetler yapılmış,  buralara doldurulup öl­dürülen Müslümanla­rın kan­ları pencerelere kadar yükselmiş,  koydukları ağır vergileri öde­ye­meyen hal­kın ellerinden çocuk­ları vergilere mukabil alınmıştır.(1)

Kendi memleketlerinde bile idarecilerin halka,  halkında ida­recilere yap­tıkları muamele­lere bakarak, Avrupalı da sadizmin ne kadar korkunç bir has­talık halinde olduğunu anlamak mümkün olur.

Bizans İmparatorlarından 1. Andronikos'a karşı halk ayakla­nıp,  O'nu el­lerine geçirince; dişlerini sökmüşler,  saç ve sakallarını yolmuşlar,  sağ elini kesmişler ve bir zindana atmışlar,  üç gün sonra çıkarıp bir gö­zünü oymuşlar,  birkaç gün sonra kulaklarını ve burnunu kesmişler,  gün­lerce sokaklarda do­laştırmışlar, daha son­rada hipodroma götürüp etlerini kuş­başı gibi doğramak suretiyle öldürmüşlerdir.(2)

Kıbrıs Kralı Nikokreon Filozof Anaxarague'ye kızdığı için,  derhal etin­den bir yemek ya­pılmasını istemiş ve afiyetle yemiştir.(3)

 

Alpaslan'ın bütün sulh tekliflerini Malazgirt Ovasında geri çeviren ve sa­vaşın sonunda Türklere esir düşen,  mağrur Romen Diojen'i Alpaslan affetmiş ve memleketine yollamış,  fa­kat memle­ketinde kendi milleti,  O'­nun gözlerini oymuşlar ve çeşitli işkence­lerle zindanda öldürmüşlerdir.

"Fransa'nın Macon bölgesinde,  1026 tarihinde zuhur eden bü­yük kıt­lıkta,  açlıktan o kadar çok insan ölmüştür ki,  büyük çukur­lar kazılıp yüz­lercesi birden içlerine atılmışlardır. Aç kim­seler bu cesetleri çukurlar­dan çıkarıp yemişlerdir. Diğer bazı kimseler de yollarda yolculara taarruz et­miş­ler veyahut bir yumurta,  bir elma gösterip yanlarına çektikleri ço­cuk­ları bo­ğazlayıp karınlarını        doyu­rmuşlardır."(4)

"İlk Haçlı ordusunda (Pierre L'Ermite) idaresindeki öncü kuv­vetleri 1096 tarihinde,  İs­tanbul önlerine geldiği vakit,  Bizanslılar tarafından Ana­dolu yakasına geçirilip,  Türklere karşı sevk         edi­lince,  tıpkı eşkıya çe­teleri şeklinde öteye beriye saldırıp haydut­luğa kalkışan mülev­ves Haç­lılar,  İznik civarında ellerine geçirdik­leri masum çocukları parçalayarak pişiri­yorlar ve yiyorlardı... Bu olaylar bir defa vuku bulmuş olaylar da değildir. Antakya,  Halep ve daha birçok kuşatmada tekerrür etmiştir. Susuzluklarını gidermek için de hayvanların kanlarını ve idrarlarını içtik­lerini yine kendi tarihçileri itiraf etmektedirler."(5)

“Haçlı orduları Kudüs’e gelince ahalinin cümlesi: Kadın,  erkek ve ço­cuk farkı gözetilmek­sizin öldürüldü Cesetlerin tefessühü (kokuşması) veba gibi bulaşıcı bir hastalığın zuhuruna sebep oldu. Yetmiş bin Müslü­man’ı bo­ğazladıktan  ve Yahudileri havralarında yaktıktan sonra,                          yor­gunluklarından öldürüp ve yakamadıkları için ellerinde bir hayli esir kaldı."(6)

Kudüs alındıktan sonra oraya kral olan Godefroy De Boillon Papaya gönderdiği mek­tupta söyle der: "Eğer Kudüs’te bulunan düşmanlara ne ya­pıldığını bilmek isterseniz,  malu­munuz olsun ki,  Mabed-i Süleyman dehli­zinde ve Mescid-i Aksa’da bizimkiler Arapların kanları içinde atla          geziyor­lardı. Kan atların diz kapakla­rına kadar çıkmış bulunuyordu."(7)

 

Dipnotlar:

1- Ali Küre, “Hıtatü’ş-Şam”, c. 1,  s. 103.

2- İsmail Hâmi Dânişmend,“Tarihi Hakikatler”,Tercüman Gazetesi Yay.1979, c.1, s.108.

3- İsmail Hâmi Dânişmend,“Tarihi Hakikatler”,Tercüman Gazetesi Yay.1979, c. 2, s.  35.

4- Seignobos, “Le Boyen Age” adlı eserinden, s. 237. “Tarihi Hakikatler”, c. 1, s. 31.

5- İsmail Hâmi Dânişmend,“Tarihi Hakikatler”,Tercüman Gazetesi Yay.1979, c. 1, s.544. 

6- Funç Brentant, “Les Croisades” adlı eserinden, s. 24.

7- Gibbon Henri, “Bizansın Yıkılış tarihi”yle ilgili eseri, s. 670.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.