Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.60
  • EURO
    34.80
  • ALTIN
    2507.2
  • BIST
    9422.62
  • BTC
    64341.34$

BİZE BARBAR DİYENLER (1)

14 Kasım 2016, Pazartesi 07:32

İnsanları ruhen terbiye eden,  ahlâk bakımından olgunlaştıran,  insanî duygu ve düşünceleri kazandıran,  şefkat ve merhamet hisle­rini geliştiren,  kısaca birbirleri ile İlâhî ve insanî ölçüler içerisinde yaşamalarını sağlayan kuvvet Hak Dinlerdir.

İlâhî bir dinin mensubu; hangi çağda,  hangi jeolojik zamanda olursa ol­sun,  zulüm ve iş­kence yapamaz. Çünkü O dini insanlığa gönderen Cenâb-ı Hak kat i surette,  insan tabiatına aykırı olan bu hareketi istemez,  arzu etmez ve bu fiili işleyenlerin öbür âlemde şiddetle ceza­landırılacakla­rını bildirir.

Tarihte hak bir dine,  günümüzde de İslâm’a tabi olmayan ki­şiler ise,  ne kadar ileri ol­duklarını, ne kadar medenî olduklarını söylerlerse söyle­sinler,  kuvvet ve hâkimiyetlerinin kaynağı zulüm ve işkence olmuş,  akla hayale gelmeyen işkence çeşitlerini zavallı insanlar üzerinde deneyerek,  uzun süre payidar olacaklarını zan­netmişler ama,  hiç bir zaman arzuları gerçekleşme­miş ve kısa bir süre sonra,  tarih sahnesinden çekilip gitmişler ve inşallah gide­ceklerdir de.

Günümüzde medenî olduklarını,  hukuk devleti kurduklarını söyle­yen, insan hakları               savu­nuculuğu yapan, adâlet divanları ku­ran,  hukuk teşekkül­leri meydana getiren… Avrupalılar,        men­faatleri uğruna Afri­ka'da,  Ameri­ka'da ve İslâm âleminde bazılarına dinle­rinden, bazılarına da renk­lerinden dolayı zul­mediyorlarsa,  tarihte de aynen hem kendi milletle­rine hem de,  başka millet­lere daha şiddetli ve çeşitli şekilde zulmetmiş­lerdir.

Zulüm ve barbarlık,  Avrupalının mayasında ve özünde mev­cuttur. Bunu yapacak ortam bulamadığı an,  arenalarda gladyatör adı altında esir­leri,  mah­kumları,  köleleri,  hatta babayı oğul ile,  kardeşi kardeş ile dö­vüştürmüş,  onların birbirlerinin kanlarını dökmelerini,  birbirle­rini öldür­melerini,  büyük zevk ve iştiha ile seyretmiş,  bunu da bulamadığı zaman,  aynı zevki tatmin için hay­vanları kullanmış,  boğa güreşlerinde olduğu gibi, onların işkence ile öldürül­melerini "Oley" naraları ve kahka­halarla seyret­miş ve etmektedir. 

Bugünkü boks sporunun ortaya çıkışı da,  yine aynı Avrupalı­nın bu sadist duygusunun bir tezahürüdür. İşin enteresan tarafı şu ki; Bunları ya­pan ve yaptıran,  menfaati için milyonlarca insanı öldüren ve onların kanını bir sülük gibi emen,  medeniyetlerini ve sosyal refahlarını milyar­larca     insa­nın kanları,  canları ve kemikleri üstüne kuran Avrupalı medeni! Onların elinde can veren veya onların sömürdüğü insanlar barbar olarak tanıtıl­maktadır. 

Tarihte Romalıların daha sonrada Avrupalıların çeşitli millet­lere karşı uyguladıkları baskı,  zulüm ve işkencelerden teferruatlı bir şekilde bah­set­meye köşemizin kapasitesi kâfi gelmez ama,  yinede birkaç misal vere­lim:

Teferruatlı bilgi edinmek isteyenlerin tarih kitaplarındaki Haçlı se­fer­leri ile ilgili bölüm­leri okumaları yeterli olur sanırım. Bu seferler esna­sında kadın,  çocuk,  yaşlı demeden mil­yonlarca masum insan kılıçtan geçirilmiş,  evleri yıkılmış,  ocakları söndü­rülmüş,  namus ve şereflere tecavüz edilmiş,  ibadet­haneler yerle bir edilip,  Müslümanlarca mukaddes sayılan bu yerlere en bü­yük         ha­karetler yapılmış,  buralara doldurulup öl­dürülen Müslümanla­rın kan­ları pencerelere kadar yükselmiş,  koydukları ağır vergileri öde­ye­meyen hal­kın ellerinden çocuk­ları vergilere mukabil alınmıştır.(1)

Kendi memleketlerinde bile idarecilerin halka,  halkında ida­recilere yap­tıkları muamele­lere bakarak, Avrupalı da sadizmin ne kadar korkunç bir has­talık halinde olduğunu anlamak mümkün olur.

Bizans İmparatorlarından 1. Andronikos'a karşı halk ayakla­nıp,  O'nu el­lerine geçirince; dişlerini sökmüşler,  saç ve sakallarını yolmuşlar,  sağ elini kesmişler ve bir zindana atmışlar,  üç gün sonra çıkarıp bir gö­zünü oymuşlar,  birkaç gün sonra kulaklarını ve burnunu kesmişler,  gün­lerce sokaklarda do­laştırmışlar, daha son­rada hipodroma götürüp etlerini kuş­başı gibi doğramak suretiyle öldürmüşlerdir.(2)

Kıbrıs Kralı Nikokreon Filozof Anaxarague'ye kızdığı için,  derhal etin­den bir yemek ya­pılmasını istemiş ve afiyetle yemiştir.(3)

Dipnotlar:

1- Ali Küre, “Hıtatü’ş-Şam”, c. 1,  s. 103.

2- İsmail Hâmi Dânişmend,“Tarihi Hakikatler”,Tercüman Gazetesi Yay.1979, c.1, s.108.

3- İsmail Hâmi Dânişmend,“Tarihi Hakikatler”,Tercüman Gazetesi Yay.1979, c. 2, s.  35.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.