Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.53
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2436.2
  • BIST
    9810.96
  • BTC
    63646.88$

BİRLİK ? BERABERLİK (1)

19 Ekim 2016, Çarşamba 08:33

Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi

Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi

 

Saltanat dedikleri ancak cihan gavgasıdır

Olmaya baht ü saâdet dünyada vahdet gibi

 

Ko bu ayş u işreti çünki fenâdır âkıbet

Yâr-ı bâkî ister isen olmaya tâat gibi

 

Ger huzur etmek dilersen ey Muhibbî fâriğ ol;

Olmaya vahdet makamı kûşe-i uzlet gibi. ([1])

 

Batılıların Le Soliman Manifique-Muhteşem Süley­man diye vasıflandır­dıkları, hakkında Fairfax Dovney ve benzer­lerinin eserler yazdığı ([2]), bugün bile ABD senato binası salo­nunda rölyefleri bulunan, dünyadaki 9 kanun adamından biri olarak ([3]) ismi ve resmi bulunan koca sul­tan, Kanuni’nin beyit­lerinin üstüne ne söylenebilir ki?

 

Onun celalli babası Yavuz Sultan Selim’de bu husus­taki duygusunu şöyle dile getirmiş:

Milletimde ihtilaf u tefrika endişesi

Gûşe-i kebrimde bîkarar eyler beni

 

Osmanlının hayat felsefesini, din ve vahdet telakki­sini, birlik ve beraber­lik ruhunu, 600 sene dünya hâkimi­yetlerinin sırrını, bugün bile kendilerini aratmalarının, özletmelerinin, düşmanlarına bile itiraf ettirmelerinin esrarını… dile getirive­ren beyitler.

 

Şiirin sıhhatle ilgili olan ilk beytini birçok kişi biliyor ama, herkesin bil­mesi gereken ve havaya suya ihtiyacı­mız kadar muhtaç olduğumuz, birlik ve vahdetle ilgili olan diğer beyitleri pek bilen yok. Dillerde dolaşmıyor, levhalar yapılıp dükkânlara, tezgâhlara asılmıyor, ki­taplara, kaymelere basıl­mıyor.

 

Osmanlının, hayat ve yaşam prensibi ittihaz ettiği vahdet duygusunu unuttuğumuz için, bugün faturasını çok ağır öde­mekteyiz. Bir akl-ı selîm’in dediği gibi: “Kuş­lar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik an­cak bu arada çok basit bir sanatı unuttuk, kardeş olarak yaşa­mayı.”

 

Oğuz Han oğullarını çağırmış ve hepsine birer ok ve­rip kırmalarını iste­miş ve kırmışlar. Okları ikiye, üçe çıkarmış, her seferinde çoğaltınca nihayet oğlanlar kıra­maz olmuşlar. İşte demiş; “birlik olur, güç ve kudretinizi bölmez­seniz sizi kimse yenemez. Aksi halde kısa za­manda hezimete uğrarsı­nız.”([4])

 

Daha yakın bir tarihte Said Nursi Hazretleri konuya şöyle parmak basar:  “Üç elif ittihat etmezse üç kıymeti var; sırr-ı adediyet ile ittihad etse yüz on bir kıymet alır.” Yani üç tane bir’i alt alta koyup toplarsan 3 eder. Ama yan yana top­larsan 111 eder. İşte Müslümanlar bir biri­nin ayağına, om­zuna basa­rak değil, bir birine destek ve dayanak olarak, yan yana gelerek, ruh ve gönül birliği yaparak, güçlerini birleşti­rerek, ittihad-ı İslâm duygu­suyla yücelip yük­selebilirler di­yor.

Dipnotlar:

Ayş ü işret: Yiyip içme, Yâr-i bâkı: Ebedi dost, Fariğ olmak: Mevki ve makamı bırakmak, boşa çıkmak, Gûşe-i uzlet: Köşeye çekilmek, dünyadan el etek çekmek.

1- Ahmet Kabaklı, “Türk Edebiyatı”, T.E.V. Yay. İst. 1997, c. 2, s. 638.

2- Fairfax Dovney. “Le Soliman Manifigue”.  İ. Hami Danişmend, Tarihi Hakikatler.  1/120 .

3- A. Ragıp Akyavaş, “Derken Efendim-1” TDV Yay. Ankara 2007, s. 83.

4- R. Şükrü Apuhan, “Hedefe Yürürken”, Timaş Yay. 1987, s. 210.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.