Konya
28 Mart, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.33
  • EURO
    35.09
  • ALTIN
    2308.8
  • BIST
    9079.97
  • BTC
    70683.14$

BİR REKTÖRÜN TARIM SEKTÖRÜNE KATKILARI

08 Ocak 2020, Çarşamba 08:39

Erzurum’da Ziraat Fakültesi’nde okudu.

Üniversite eğitiminden sonra memleketi Konya’ya geldi.

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde akademisyenliğe ilk adımı attı.

Adı Bayram Sade’ydi. O yıllarda fakültede ilgili bölümün hocaları ve  yakın arkadaşları tanıyordu onu. Fazla bilen, tanıyan yoktu.  Soyadı gibi sade, gösterişsiz fakat mesleğinde iddialı bir  akademisyen adayıydı. Akademik  kariyer yaparken, farklı  etkinliklere adını yazdırmaya başladığı bir dönemde, “Ne var, ne buluyorsunuz Bayram Sade’de?” diye, sorduğum fakülte ve üniversite yönetcileri onun  gelecekte önemli bir bilim insanı ve yönetici olacağını söylemişlerdi bize. Öyle de oldu. Bilim insanı ve yönetici olarak adı ülke sınırlarını aştı ve Selçuk Üniversitesi’nde son 25-30 yılda  görev yapan her  rektör onun bu özelliklerinden istifade etti.

Profesör olunca fakültedeki odasının kapısını arkasından kilitleyip çay, kahve muhabbeti yapmadı.  Köy çoçuğuydu. Köyü, köylüyü, toprağı, tarımı,buğdayı, arpayı, samanı biliyordu. Pancarı biliyordu. Fakat Anadolu topraklarında artık ürün yelpazesi genişletilmeliydi. Ürün çeşitliliği artmalıydı. Bugüne kadar ekilmeyen ekilmeli, biçilmeyen biçilmeli ve çiftçi kazanmalıydı. Ülke ekonomisi kazanmalıydı. Yemlik ve yağlı tohum ürünlerinde dışa bağımlılık azaltılmalıydı. Ayrıca geleneksel sulama sistemleri revize edilmeliydi. Tarımsal sulamada bir şekilde tasarrufa gidilmeliydi. Çünkü ilave  su kaynakları bulmak hem zor hem de pahalıydı. Dolayısıyla vakit geçirmeden bilimsel temele dayanan alternatif çözümler üzerinde çalışmak gerekiyordu.

Bundan 10-15 yıl kadar önceydi.

Karapınar’a bağlı köylere, göçer tarım işçisi aramak için gitmiştim.

Karapınar’ın bazı köyleri ile benim köy  (Obruk)  arasında 25-30 Km. Bir mesafe var.

Uçsuz bucaksız mısır tarlalarını görünce şaşırmıştım.

Karapınar merkez ve bu ilçenin köyleri  çok mutluydu ve yüzleri gülüyordu.

O zaman konuştuğumuz Karapınarlı köylüler “ Allah razı olsun. Bayram Hoca’dan. Bize mısır tarımını öğretti” dediler.

Hiç mübalağa etmeden söylüyorum. Köylülerin sözünü ettiği Bayram Hoca’nın kim olduğunu öğrenmek için inanın ‘Kim bu Bayram Hoca?’ diye, bir kaç kere sordum.

Köylüler, övünerek “Bayram üniversitede hoca. Bizim buralı” dediler.               

Anladım ki bu Bayram Hoca, Prof.Dr.Bayram Sade’den başkası değildi.

Karapınar’da aradığımız göçer tarım işçilerini bulamayınca, İsmil, Hotamış, Ovakavağı, Karkın, Hayıroğlu, Aptitolu köylerini de dolaştıktan sonra, Çumra, İçeri Çumra arasında da  aradıklarımızı bulabilmek için dolaşıp durduk. Mevsim göçer işçiler mevsimiydi ve her köy Güneydoğu’dan gelen işçilerle anlaşmış ve onlar da gelip köyün kenarına çadırlarını kurmuşlardı. Uğradığımız köylerde de uçsuz bucaksız mısır tarlalarını görüyorduk. Konuştuğumuz köylüler “Mısır’ı  bize Bayram Hoca öğretti” diyorlar ve Hoca’ya minnet  duygularını büyük bir heyecanla ve yüksek sesle ifade ediyorlardı. Bizim insanımız yapılan hizmetleri pek takdir etmez ama Bayram Sade’yi o gün takdir edenler, bugün de takdir ediyor.

Sonraki yıllarda mısır üretimi benim köy de dahil olmak üzere Konya bölgesinde yaygınlaştı. Mısır en güçlü  alternatif ürün oldu. Verimi yüksek. Bir dönümden  iyi bakılması halinde 4-5 ton mısır alınabiliyor. Ton  fiyatı da iyi. Tonu bin liradan günün her saatinde alıcı bulmak mümkün. Demem o ki Prof.Dr.Bayram Sade bir bilim insanı  olarak üzerine  düşeni fazlasıyla yapmış durumda. Bazı bölgelerde  köylüler  Hoca’ya “Mısırın babası” diyor artık.

Bayram Hoca 2015 yılından bu tarafa KTO  Karatay Üniversitesinin rektörlüğünü de  yapıyor.

Rektörlükte de son derece başarılı.

KTO Karatay Üniversitesinin gerek fiziki anlamda gerekse eğitim-öğretim anlamında kalitesinin dört yılda  nerden nereye geldiğini merak edenler, üniversitenin son dört yılına bir baksın yeter.

GELELİM ÇOK ÖNEMLİ BİR KONU BAŞLIĞINA DAHA..   

İnsanların bir kısmı gerçekleri tahrif etmeyi, yalan ve yanlış bilgileri kamuoyuna sunmayı maalesef çok seviyor.  Tarım sektöründe de  bu var. “Çiftçi yandı, bitti,tükendi,ekim alanları daraldı.Bu  gidişle buğday bile üretemeyeceğiz.”diyen bir kesim var ülkede.

Prof.Dr.Bayram Sade’den bu konuda bilgi istedim. “Ne oluyor? Tarım da bitiyor muyuz? Sulamada ne  durumdayız?” Dedi ki “Bu işler telefonda olmaz. Bana bir kaç gün izin ver. Sana  detaylı bir bilgi hazırlayayım.”

Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.Bayram Sade dediğini yaptı. Hazırladığı bilgiler elimize ulaştı. Hiç bir kelimesine müdahale  etmeden yani değiştirmeden o bilgileri  sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakalım tarım sektörünün hali niceymiş. Buğdayda, ekili alanlarda, yemlik ve yağlı bitkilerde ne durumdayız?

Prof.Dr.Bayram Sade’nin raporundan okuyalım yaşananları.

“20 yılda tarım alanında yaklaşık 200.000 ha düşüş yaşanmış olup, kentleşme, sanayileşme başta olmak üzere değişik etkenler bu azalışta rol oynamıştır. İşlenen tarım alanı halen  1.833.310 ha düzeyindedir. 15 yılda buğdayl ekim alanları  yaklaşık yüzde 4 azalmış. Bu konuda rakama dayanmayan hayali azalış senaryoları ortaya atılmaktadır. Konya il olarak buğday üretiminde birinci konumdadır. İlde mısır ekim alanları son on beş yılda 10 kat artarak 107.000 hektara, üretimi 15 kat artarak 1.2 milyon tona ulaşmıştır. Bu yönü ile Konya ilindeki gelişme civar illerden Karman ve Aksaray’a da yansımıştır. Bununla birlikte Konya ilindeki üretim tüm Orta Anadolu  illerindeki mısır üretimi toplamından fazla olup, ülkemizde en fazla üretim yapan il konumundadır. Su kısıtıda dikkate alınarak damla sulama uygulamasına başlanmış ve kısa sürede mısır ekim alanlarının tamamı damla sulama ile sulanır hale gelmiştir. İlimiz  ülkemizde bir tarla bitkileri ürünün tamamının damla sulama  ile sulandığı tek il konumundadır. Ayçiçeği ekim alanı da son on beş yılda 12 kat, üretimi 40 kat artmıştır. İlimiz ülkemizde ayçiçeği üretiminin en çok yapıldığı ikinci il konumundadır. İlde silajlık mısır üretimi de son on beş yılda büyük artış göstermiş, ekim alanı 6.2 kat, üretim 7.9 kat artmıştır. Bu artışta büyükbaş ve küçükbaş hayvan  sayısında ilk sırada olan ilin, hayvan varlığındaki artış etken olmuştur. Öte yandan 2004 yılında 55.000 hektar olan Şekerpancarı ekimi, yüzde 33’lük artış ile 73.000 hektara, üretim yüzde 84’lük artışla 2.7 milyon tondan, 5 milyon tona yükselmiştir. İldeki Şekerpancarı artışında, bölge  dışındaki fabrikaların (Amasya, Adapazarı) gibi taleplerinin büyük payı olmuştur”                                                                                                      

Hoca’nın bize gönderdiği raporun sayfa çokluğu nedeniyle bu yazıda bir bölümünden bahsedebildik. Bir ara Hoca’nın tarımsal sulamayla ilgili öneri ve değerlendirmelerini de yazacağız.

Bir üniversite rektörü ve sorumluluklarını yerine getiren bir bilim insanı olarak Prof.Dr. Bayram Sade’yi kutlamak lazım.  Yıllar önce ona yatırım yapan hocaları, demek ki ondaki cevheri iyi görmüşler.

Bölge çiftileri onun çalışma ve gayretleri neticesinde yeni ve güçlü bir nefes aldı. Ayrıca KTO Karatay Üniversitesi’de kuruluşunudan yıllar sonra nihayet işinde son derece idealist ve iddialı bir rektör buldu.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.