Konya
28 Mart, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.32
  • EURO
    35.13
  • ALTIN
    2299.0
  • BIST
    9057.25
  • BTC
    70727.14$

BİR KAHVECİ VARDI

07 Ocak 2019, Pazartesi 09:01

Trabzon’da doğmuştu.

Öğrencilik hayatının tüm safhaları başarılarla doluydu.               

Liseyi dönem birincisi olarak bitirmiş ve üniversite sınavlarında Türkiye 1.si olmuştu.

İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesini bitirdikten sonra devletin açtığı bursluluk sınavını kazanarak, Amerika’da Elektirik Mühendisliği üzerine ikinci bir üniversiteyi daha bitirmişti.Üniversite yıllarında hayatını çalışarak devam ettiren yoksul bir ailenin çocuğuydu. Okurken bulaşıkcılık,aşçılık gibi işlerde çalışmıştı.

Amerika’dan dönünce Türkiye’de devlete intisap etti. O artık Amerika’da eğitimini tamamlamış üst düzey bir teknik elemandı. Elektrik mühendisiydi ama her konuda kafa yoruyor ve kimsenin düşünmediği konularda düşünüyor ve üretiyordu. Üstün zekalıydı ve ürettiği yeni fikirler devletin her kademesinde dikkat çekiyor ve ilgi görüyordu.

Turgut Özal, Adnan Kahveci’deki cevheri gören isim oldu.

Onu siyasete davet etti.             

1983 yılında Anavatan Partisi kurulurken, 37 kurucudan birisi olarak siyasete ilk adımı attı Adnan Kahveci. Bizim Mehmet Keçeciler de  37 kurucudan birisiydi. O da gençti o yıllarda ve Turgut Özal’ın  tıpkı Kahveci gibi gözde isimlerinden birisiydi. Özal, üstün yetenek sahibi olan bu gençlere çok güveniyor ve partisini onların fikri üzerine inşa ediyordu.

1980’lı yıllarda Yazı İşleri Müdürlüğünü yaptığımız gazetede Anavatan Partisinin ileri gelenleri ile yakın temas içerisindeydik. Sık aralıklarla karşılıklı  ziyaretlerimiz olurdu, bir birimize. Onlar bizi ziyarete gelir, biz Ankara’ya onları ziyarete giderdik. Aynı  şekilde partinin il teşkilatı ile de karşılıklı güvene dayanan samimi  ilişkilerimiz vardı. Bir araya geldiğimizde çeşitli Konya ve ülke meseleleri konuşulurdu. O dönemin siyasetçileri esasen basından ve halktan kaçmazdı. Ayrıca her fikre önem verilirdi.

Biz o yıllarda Anavatan Partisinin beyni olan ve ileri sürdüğü fikirlerle, farklı olduğunu gösteren Adnan Kahveci’yi daha çok basından takip ediyorduk. Bir de kıymetli insan Mehmet Keçeciler’den dinliyorduk  Kahveci’yi. Mehmet bey onun teoriyi  anında pratiğe dönüştüren zekasına hayrandı. Adnan Kahveci  bir “Kürt Raporu” hazırlamış ve o rapor büyük bir tesir yaratmıştı. O rapor devletin kasasına kilitlenen ve bugün dahi muhafaza edilen  konuyla ilgili üç önemli rapordan birisi olma özelliğini muhafaza ediyor.

Adnan Kahveci, 1987 yılında İstanbul Milletvekili oldu.              

Turgut Özal ilk olarak onu Devlet Bakanı yaptı.

Sonra aynı Özal Kahveci’yi Maliye ve Gümrük Bakanı yaptı.

Onun ilk Maliye ve Gümrek Bakanlığı döneminde Konya Maliye Sarayı inşaatı başlamıştı. Keçeciler bu inşaatın tamamlanması için Adnan Kahveci’den bizim de bulunduğumuz bir kaç ortamda para desteği istemiş ve o da bu isteğe olumlu cevaplar vermişti.

Turgut  Özal  Cumhurbaşkanı olup Çankaya’ya çıkınca doğal olarak yeni bir hükümet kuruldu. Yeni hükümetin başbakanı Yıldırım Akbulut’tu.

Yıl, 1990.

Başbakan Yıldırım Akbulut.

Akbulut, Adnan Kahveci’yi yeniden ve ikinci kez Maliye ve Gümrük Bakanı yaptı.

Kahveci, bugünkü KDV uygulamasına en çok kafa yoran bakan olarak bilindi.

O, çok dürüst ve idealist bir siyasetçiydi. Yoksul bir aileye mensup olmasına, yurt içinde ve dışında öğrenim hayatını çalışarak sürdürmüş olmasına rağmen akçeli işlerden uzak durdu. Paraya tamah etmedi. Siyaseti kazanç kapısı olarak görmedi.            

Mesela, Anavatan içerisinde “kıyak emeklilik yasasına” karşı çıkan isim oldu. Bu karşı çıkış ona Türk siyasi hayatında farklı bir şöhret kazandırdı. Açtığı davalar sonucunda partisine mensup 60 milletvekilinin, erken emekliliğini durdurdu. Ayrıca 156  milletvekili ile erken emeklilik yüzünden mahkemelik oldu.

1990 yılında Maliye ve Gümrük Bakanı iken partisinin grup toplantısında kürsüye çıktı, milletvekili larkadaşlarının Salı,Çarşamba ve Perşembe günleri Ankara’da bulunup Meclis çalışmalarına katılmalarını istedi. Aynı şekilde bakanların da haftanın üç günü Ankara dışına çıkmamalarını ve Meclis’e gelmelerini istedi.

Demek istediği şuydu. Meclis’e gelin,çalışın,aldığımız maaşı hak edin.

Üstün zekalı ve her bakımdan da farklı bir siyasetçiydi. Devlete üstün hizmetleri oldu.Hala hatırlanıyor.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.