Belediye anısı: Yerel yönetim nasıl engellenir?
30 Kasım 2024, Cumartesi 00:56Bu bir siyaset yazısı değildir, o nedenle parti ismi zikredilmeyecektir. Aslında merkezi hükümet de belediyeler de halka hizmet etmektedirler, bir hizmet yarışı içerisindedirler. Geçmişte rahmetli Turgut Özal’ın hizmet için belediyelerin de merkezi hükümetle aynı partiden olması gerektiğini dile getirdiği seçim konuşmasını hatırlıyorum. Sayıştay raporlarını bence tüm seçmenler okumalı. Kamuoyu o hale geldi ki herkes tutmadığı tarafın yanlışlarını dile getiriyor. Mesela bir gazete geçen hafta Konya Büyükşehir Belediye Başkanı’nın Cumhurbaşkanımızla birlikte fotoğrafını basıp “Sayıştay sayısız eksik buldu” başlığıyla yayınladı; elbette olmamalı oysa kendi tarafı kabul ettiği belediyelerin çok daha fazla sayıdaki eksiğinden hiç söz etmedi. İşin gerçeği maalesef partilerden bağımsız olarak yazıyorum hemen tüm belediyelerin Sayıştay raporlarında belirlenen genel denetim bulguları çok benzer yani yanlışlarda bile ortağız. Köşedeki küçük esnaf bile defterini eksik tutar, alacak verecek hesabını iyi yapmazsa yaşaması mümkün değil ancak çoğu belediyede hatalı muhasebe işlemlerini şaşırarak okuyorum hele bu yanlışlar eski yılların denetimlerinde de konu edilmişken yanlışta ısrar olması çok hazin. Gündemde olduğu için konu edeceğim ödenmeyen sigorta ve vergi ödemeleri. Eski yılları bırakın siz mevcut şirketlerinizin ödemesi gereken yeni yükümlülüklerini ödememeye devam ederseniz bu kez yerel yönetim merkezi hükümeti engellemektedir elbette kesintiyi alacağınız olan ve yapılandırmayan tüm belediyelere uygulamayıp ayrım yapılıyorsa o yanlıştır. Kaynakların titizlikle kullanılmadığı, gelirlerin artırılması çabalarının olmadığı durumlarda halkın parasını düzgün kullanma iddiasının kabul edilebilir tarafı olamaz. Yöneticiler kamu parasını kendi paralarından çok daha dikkatli kullanmalı ; gelirlerini artırma ve imkanlarını değerlendirmede kendi mallarına gösterdikleri titizlikten daha fazlasını göstermelidirler. Sayıştay raporlarında stadyum reklamlarından ilan reklam vergisi almadığınız rapor edilmişse; çoğu belediye bazı firmalardan ilan reklam vergisi almamış, hafta sonu çalışma harcı umursanmamış, ilan-reklam vergisi almadığınız işletmeler varsa, kiralara yıllık artış haklarınızı bazı işyerlerinde kullanmamışsanız, ecrimisil bedellerini bile çoğu mükelleften tahsil etmemiş üstelik ödeme yapmayan kiracılarınızı tahliye etme çabasına bile girmemişseniz, kendi yönetim hatalarınız kaynaklı çoğu ihale iptal edilmişse ve enflasyon nedeniyle daha fazla bedel ödeyerek temini yolunu tutmuşsanız, bazı .ihaleler rekabet unsurunu yok edecek tarzda yapılmışsa, belediye şirketleri iflas durumundaysa ,alacaklarınızı takip etmeyerek zaman aşımına girmesine neden olmuş ve neden olan personele rücu etmemişseniz sizi merkezi hükümet engellemesin elbette de siz kendi kaynaklarınıza sahip çıkmayarak kendinizi engelliyorsunuz demektir. Günümüzde sanal alem etken, onu iyi kullananlar algıda şampiyon ve algı gerçekleri örtebiliyor. Ben engellemelere elbette karşıyım ancak engellendiği algısı mazeret olarak kullanılıyorsa ki bu sorunun cevabı Sayıştay raporlarına bakınca gerçeklerin de ötesinde evet cevabını hak ettiriyor .Sanal alemi becerili kullanmak ve algıyla gerçekleri örtmek de günümüzde başarı kabul ediliyor maalesef.
Eskiden merkezi hükümet yerel yönetimleri engeller miydi? Buyurun anıya, gene parti adı kullanılmayacaktır. Anı yöneticilik yaptığım ilçe belediyesinden. Yıllar rahmetli Necmettin Erbakan’ın yönetimlerde “sinekten yağ çıkarıyoruz” dediği yıllar. Belediyelerin halka sunduğu hizmet alanları ve yetkileri günümüzle kıyaslanmayacak kadar kısıtlı. Örneğin kendi kreşinizi tadilata almanız, Belediye binasını boyatmanız bile merkezi hükümet iznine bağlı. Belli limitin üzerindeki tüm alımlarda da aynı yol tutulmak zorunda ancak cevap almak zaman almakta ve olumlu cevap çok da olası değildi. Öyle istediğiniz gibi makam aracı alabilmek zaten hayal ötesiydi. Günümüzde reklam bütçeleri bazı yatırım bütçesini aşabiliyor ya o zaman belediyenin emlak vergisini taksitle tahsil etme imkanını kararlaştırıp bunu yerel radyoda ilan etmesi bile yasal bulunmuyordu belediyelerin zaten rakipsiz olduğu gerekçesiyle reklam yapmasına gerek yoktur cümlesiyle. Halka yapılan yardım paketlerine bile siz belediye olarak karar veremiyordunuz “Valilikten aldığınız listedekilere yardım yapabilirsiniz “ gerekçesiyle. Öğrencilere burs verilmesi de muhalefet partilerince üst mahkemeye götürülüp iptal ettirilmişti hatırlarsanız. En can alıcı örneği sona bıraktım.” Tasarrufu teşvik” uygulaması zamanı. Çalışanlardan kesilen bedelin üzerine belediye de kendi bütçesinden ekleme yaparak parayı hazinedeki hesaba yatıracak ve değerlenen para çalışana destek olarak geri dönecekti. Belediye bırakın kendi bütçesinden para koymayı çalışandan tahsil ettiğini bile kendi bütçesine eklemişti. Seçimle muhalefet partisi belediyeyi kazanınca işlem başladı. Yeni göreve gelen belediye başkanının maaşı dahil haciz uygulaması başlatılmıştı. Kimse algı peşine düşmedi zaten o imkan yoktu, kimse yakınmadı , herkes çalışmaya devam etti. Yıllardır gündeme gelen ancak yasalaşması için uyum sağlanamayan siyasi etik yasası keşke çıkarılsaydı…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.