BAYRAMINIZ BAYRAM OLA

Rahmet ve mağfiretiyle gönüllerimizi kuşatan, kul olmanın şuurunu ve ibadetin huzurunu bizlere bir kez daha yaşatan Ramazan-ı Şerifi geride bırakmanın üzüntüsü içindeyiz.

Ramazan-ı şerifin son günlerindeyiz. Milletimiz ve İslâm âlemi bir yandan  "onbir ayın sultanı" rahmet, bereket ve mağfiret ayı Ramazanın ardından bayrama kavuşmanın sevincini yaşarken, diğer bir yandan da bayramı geçen sene olduğu gibi yine salgının gölgesinde geçirecek olmanın burukluğunu hissetmektedir.

Dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını tedbirleri kapsamında, Türkiye'nin 81 ilinde tam kapanma günlerini tamamlayıp bayram sabahı bu salgından tüm insanlığın kurtulması için her daim dua halinde olmalıyız.                                                              

Kutsal olan dinimizin iki büyük bayramı vardır. Bunlar Ramazan ve kurban bayramıdır. Yüce Peygamberimiz (s.a.v.) Mekke’den Medine’ye hicret ettiklerinde, Medine’lilerin eğlendikleri  iki  günleri vardı. Hz. Peygamber (s.a.v.):  “Bu günler nedir? diye sorduğunda Medine’liler: “Biz câhiliye döneminden beri bu günlerde eğleniriz.” dediler. Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.): “Allah size, o iki gün yerine daha hayırlı iki bayram vermiştir. Bunlar Ramazan ve Kurban Bayramlarıdır.” buyurmuştur.

Bu bayrama nice günlerden, nice iftarlardan, nice sahurlardan geçerek geldik. Onca gün oruç tuttuktan sonra neşenin, sevincin, huzurun eşiğine vardık. Susuzluğa razı olduğumuz, açlıkla sınandığımız uzun gündüzlerin sonunda selâmet ve esenlik sabahına erdik. Ramazan boyunca sadece Rabbimizin rızasını kazanabilmek umuduyla nefsimizle mücadele ettik. İmsâkla başladığımız sabır imtihanını iftarın sevinciyle tamamladık.

Namütenahi sayılamayacak kadar nimetleri biz kullarına bahşeden Yüce Mevlâmız, mübarek Ramazan ayında oruç tutarak açlığa ve nefsimize karşı verdiğimiz mücadelenin, yaptığımız diğer ibadetlerin bir hediyesi olarak günlerin en güzelini bayram olarak bize hediye vermiştir.

Dinî bayramlarımız, insanlar arasında kaynaşmanın, dostlukları ve ahbaplıkları ilerletmenin bir yolu olarak belli bir öneme sahip oldukları gibi, dinî his ve şuurun sosyal hayatta tazelenmesinin de bir vesilesidir.

Mekân mefhumunu ortadan kaldırarak, dünyanın dört bir yanındaki müminler dillerde tekbirlerle, kalplerde bayram huzur ve sevincini aynı anda yaşarlar. Ramazanla yaşadığımız manevi değişimin, rahmetle kuşatılmanın, mağfiretle arınmanın, cehennemden kurtuluşa erme müjdesine ermektir bayram.                                        

Bayramlar, aynı dinin, aynı inancın neşesinde bizleri birleştiren ilâhî armağandır. Bu bayram, barışın, esenliğin, yani İslâm’ın bayramıdır. Bayram, sevinç ve neşe günü demektir. Bayramlar, inananlar üzerinde çok müspet tesirler meydana getirir, dinî şuur ve duygularını kuvvetlendirir. İnsanlara yeni bir heyecan ve çalışma zevki ve huzur kazandırır. Bu huzur ve sevincin kaynağı Allahın rahmetidir.

Bayramlar vesilesiyle unutulmaya yüz tutmuş birçok güzel ibadet ve adetlerimizi hatırlar ve yaşarız. Yetimlerin ihtiyaçları giderilir. İhtiyaçlı ve kimsesizlere zekât ve fıtır sadakası verilir. Küçükler sevindirilir. Büyüklerin hatırı sorulur. Kopmaya yüz tutmuş dostluk bağları kuvvetlendirilir.

Bayram günleri ibadettir, selâmdır, duadır, sıla-i rahimdir, ülfettir, kardeşliktir. Bayram günleri, sevinç günleridir. Bu günlerde sevinçli ve güler yüzlü olmak tavsiye edilmiştir. Bayramın sevincini ve coşkusunu içimizde hissedelim.

Bu duygularla değerli okurlarımın bayramlarını tebrik ediyor, üzerimizden salgının yok olduğu daha nice bayramlara sağlıkla, huzurla erişmemizi Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum. Mübarek bayramın, ülkemize, İslâm âlemine ve bütün insanlığa iyilik ve hayırlar getirmesini diliyorum.

Ayrıca salgın sürecinde canla başla hizmet veren sağlıkçı kardeşlerimize teşekkür ederken, hayatın kaybeden Kahraman Sağlık Çalışanlarımıza Allah’tan rahmet, Ailelerine baş sağlığı ve tüm hastalarımıza acil şifalar diliyorum.