MENU
  • Dünya
  • Kültür - Sanat
  • Yaşam
  • Medya
  • Bilim
  • Tanıtım
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • YEREL HABERLER
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • ETKİNLİK TAKVİMİ
  • BİYOGRAFİLER
  • E-GAZETE
  • RÖPORTAJLAR
  • TAZİYELER
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • E-Gazete
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
  • Firma Rehberi
  • Seri İlanlar
Konya Postası Gazetesi
DOLAR8.035
EURO9.6288
GR ALTIN455.69
ÇEYREK747.52
Konya
Konya Postası Gazetesi
Konya Postası Gazetesi
  • Güncel
  • Türkiye
  • Konya
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Teknoloji
  • Sağlık
  • Spor
  • Magazin
  • Asayiş
Kapat

BATININ ÇİZGİSİNDE DÜŞÜNENLER (2)

Ana SayfaYazarlarYUSUF ERDOĞAN
12 Aralık, 2020, Cumartesi 09:44 528
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt

Ürettikleri covid-19 virüsünü bilerek insanlığı yok etme ekonomik dengeleri bozma ve dünyayı üç beş ailenin geleceği için tehlikeli bir boyuta sürükleme nasıl bir aklın ürünüdür. Bir yılı aşkındır saldıkları korku tüm geleceği sanki paranoyaklık karamsarlığına yol açmış insan kendi kendinden bile şüphelenir duruma gelmiş, her gün medya aracılığı ile verilen demeçlerle hayat bir zindana dönüştürülmüştür.       Dünya Sağlık Örgütü denilen teşkilatı da istedikleri gibi kullanan üç beş ailenin baskı ve tahakkümü ile önceden senaryosu oluşturulan korku endişe imp. luğu hezeyanları, şimdi de aşı üretme konusunda birbirinden farklı senaryolar oluşturarak, güvenilirlik gibi bir mevhumu tamamen yok etmeye ve kendine olan güvenilirlik gibi bir farkında lığı devamlı kaybettirmeye matuf uygulamaların mimarı olarak azgınlığına her gün bir yenisini ekleyerek şeytani hilelerini sürdürmektedir. Aslında batı kendi geleceği için de en büyük tehlikenin yine kendisi olduğunun farkında lakin şuursuzca düşmanlık tohumlarını ekmeğe ve yok ediciliğini kullanarak kendi sonunu da hazırlamaya devam etmekte kararlı görünmektedir.

Burada asıl düşünülmesi gereken, halkının çoğunluğu Müslüman olan toplumlarda, halkın batı ile ilgili olan bu körü körüne yanlışa olan inanış, düşünüş ve ilanihaye bu yanlışı görme konusunda göstereceği tutum ve kararlılık ve asla bu hayat ilkelerini benimsememe gibi olası bir durumu olmasına rağmen, maalesef çoğunluğun tepki göstermemesi ve kendini geliştirmemesi ve hatta uydum kuru kalabalığa felsefesiyle sanki oluşan hayat düzeyi böyledir gibi yaygın bir kanaat anlayışına sahip ve teslim olup, vurdumduymazlığa  bürünmesi ki insanı üzen ve  asıl yanlış olan bu olmasına rağmen hala inatla direnenlerin ve savunanların bulunmasıdır..

Halbuki biz Müslüman bir ümmet olarak, kendi içimizde İslami mefhumları tanıyan bir millet olarak, çifte standartlı batı medeniyetinin iflah olmaz bir parçası haline gelmek gibi bir derdimizin olmaması gerektiğini şuurla bilmemiz, ve onların kapısında olmamamız gerekirken, dışarının baskısı ve içerdekilerin de bizzat batı söylem ve temayüllerine olan bağlılık ve teslimci zihniyetleriyle, onların ekmeğine yağ sürerek, tek gidişat ve tek yol budur zihniyetiyle hareket etmeleri sonucu, biz batının bu bozuk itikatlarını hala zihinlerimizde tutmaya devam ediyor, ve aslında kendi asli kimliğimizle çatıştığımızın bir türlü farkına varamıyoruz.

Bence esas garabette budur zaten. Yanlışta bilere ısrar etmek. Hem kendi tarihimizin geçmişte insanlığa sunduğu iyilik ve medeniyet seviyesinden huzur ve mühründen bahsedeceğiz hem de bunların zerresinden tamamen uzak kalıp insanlığı kendi sistemiyle yok eden batının kabil postuna ortak olmaya çalışan referans ve hareket kabiliyetinde bulunacaksın. Sizce de garabet değil de nedir bu?

Vahşet medeniyetinin; kin kan ve kemik üzerine dayanan, yok edilen insanlık ve sömürülen çevre ve bozulan çevre dengesi gibi hayat hakkı tanımayan ve yok sayan uygulamalarına, göz göre göre âşık olan bir yoldaşlığı, bir birliktelik arzusunu, nasıl bir yaklaşımla izah etmek mümkündür, benim havsalam almıyor. Kendi yerli ve milli aşkın değerlerimizle beslenmek varken, vampir haline gelmiş kabil zihniyetli çarpık medeniyeti ihya etmek, benimsemek, dairesine girmek, savunmak ve dillendirmek yanlışların en büyüğüdür. Batının kendine hayrı kalmamış, gardı düşmüş, perişan olmuş vaziyeti ve müşküllüğü ortada iken, kendi aşkımızı kendi kimliğimizle bulmak mümkün iken ve zamanında bu aşkın meyvelerini tüm dünyaya sunmuşken ve kodları ortada iken ve kaybettiğimiz yerde aşkımızı bulmak varken ve iliklerimize kadar bu kod bizim ruhumuzu sarmış sarmalamış iken niye yanlışta ısrar edilir ki?

Allah doğruların ve samimi toplumların yardımcısı değilmi dir? Bilincimiz kültürümüz tarih şuurumuz değerlerimiz ve insanlık ölçü ve anlayışımız hala diri iken, biz kimin peşine takılıyor ve batıyı allayıp pullayıp övüyoruz. Biz medeniyeti asliyeyi; Medine İslam Devletinden, uygar bir toplum olmayı Türkistan Uygurlarından, Hukuk ve Adaleti Vahiy’den öğrenen bir millet değil miyiz? İnsanlığın ve ahlakın yüksek değerleri bizde iken hala ders kitaplarımızda batı artığı kavram ve zihniyet tohumlarının bulunması, özümüzle sözümüzü eşleştirdiğimizde birbirine zıt değil mi? Yüce Peygamberin ümmeti olma şerefini yine yeniden şan ve şerefle ihya etme sevdasını yakalayarak birbirimize kardeş olma lütfüyle islamın ortak paydasına sadık kalarak bir bütünün ortak halini niye canlandırmıyoruz?

Soruyorum, itikadı bozuk batının kurtuluş reçetesi olur mu?

Yorum Yazın

YUSUF ERDOĞAN

    iletişime geç

    YUSUF ERDOĞAN

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    Köşe Yazarları
    Cemil KARAKAP
    Cemil KARAKAP Kuşburnu tercih edin. Sağlığınız açısında önem arz etmektedir.
    Mehmet ERŞAHİN
    Mehmet ERŞAHİN RAMAZAN VE KUR'AN
    Abdullah UÇAR
    Abdullah UÇAR Esirlere Muamele ve Avrupalılar (1)
    Muharrem Balatekin
    Muharrem Balatekin KISMİ KAPANIYORUZ GİBİ…
    YUSUF ERDOĞAN
    YUSUF ERDOĞAN ASHÂBÜ’l-UHDÛD
    A.Geylani ÜRKMEZ
    A.Geylani ÜRKMEZ Yüzbaşı Mehmet Muzaffer…
    Ali Rıza TABAN
    Ali Rıza TABAN SELÇUK ÜNİVERSİTESİ 46 YAŞINDA
    Rümeysa Özkan
    Rümeysa Özkan RAMAZAN AYINDA NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?
    Nihat BAŞBUĞU
    Nihat BAŞBUĞU KASAPKEN CERRAH OLMAYA HEVESLENMEK
    Adnan GÖNÜL
    Adnan GÖNÜL Ramazanın İlk Gecesi ​​​​​​​
    DİLEK GÖRÜR
    DİLEK GÖRÜR GÜMÜŞÜN ZARAFETİ
    Hatice ERDEN
    Hatice ERDEN Onu unutmuyor
    Salih Geçer
    Salih Geçer Bu hastalık bitmez
    Abdurrahman YILMAZ
    Abdurrahman YILMAZ DÜNDEN BUGÜNE DİNLER VE TEMEL ÖZELLİKLERİ
    Hasan MERT
    Hasan MERT Rahmet Ayı Ramazân-ı Şerif
    Mehmet BAYKAN
    Mehmet BAYKAN EVLADIM BADEM YEME
    Necati DEMİR
    Necati DEMİR Hukuk Devletinden Vazgeçip Kanun Devletini Arar Hale Gelmek (3)
    Fatih ERSOY
    Fatih ERSOY AK Parti üzerinden Konya’ya saldırmak
    Fatmagül KIZMAZ
    Fatmagül KIZMAZ FAKİR BAYKURT VE ANNESİ
    Yılmaz Çelik
    Yılmaz Çelik HA BİRE FIRSAT TEPİYORUZ
    Ahmet BİLGİÇ
    Ahmet BİLGİÇ MERHAMET
    Aslı PARLAKÇEREZ
    Aslı PARLAKÇEREZ YAZA DOĞRU SAĞLIKLI BAŞLANGIÇLAR
    Ali AKPINAR
    Ali AKPINAR Ramazan Yaklaşırken
    Şükrü Özbuğday
    Şükrü Özbuğday Hz. Mevlâna (4)
    Prof.Dr. Ali ACAR
    Prof.Dr. Ali ACAR Kan Uyuşmazlığı ve Anne Karnında Bebeğe Kan Transfüzyonu(bebeğe kan verimesi)
    Şahide ORAL
    Şahide ORAL DOĞRU BESLENMENİN ÖNEMİ?
    Mustafa GENÇ
    Mustafa GENÇ Transfer olmazsa, olmaz!
    Yazan Adam
    Yazan Adam Paspasın altından kir eksik olmuyor..
    Hasan Hüseyin KARA
    Hasan Hüseyin KARA BENCİLİZ!!!
    Erdal ARSLAN
    Erdal ARSLAN Ne Haldeyiz ???
    Melahat ÜRKMEZ
    Melahat ÜRKMEZ ŞEB-İ ARUS’UN HİSSETTİRDİKLERİ…
    Misafir Kalem
    Misafir Kalem ALIN SİZE GENEL KURUL
    Emre YAVUZ
    Emre YAVUZ Dil belası?
    Konya Postası Gazetesi
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Konya Postası 2021 | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle