Konya
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2499.5
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    64098.926$

BATININ BİZE BAKIŞI

29 Ağustos 2020, Cumartesi 08:21

Daha doğrusu batının genel konjonktür de hayata bakışı felsefesi desek daha anlamlı olacak. Çünkü batı zaten her bir bakışını menfaat perestlik üzerine oturtmuştur. İnsan şahsiyet ve haysiyetine zerre miktar değer vermeyen süfli bir anlayışı kendine şiar edinen batı işlev ve sonuçları itibariyle kan dökücülüğü eski çağdaki Asurlulardan teslim alarak adına ve sıfatına yakışır bir şekilde Roma Diktatörlük nizamını gücü nispetinde tesis etmeye, insanlığı hem huzursuz hem de yok etmeye yönelik bozgunculuğundan asla vazgeçmiyor.

Aileyi yok sayan aile kutsiyet ve nimetini ayaklar altına seren demir vahşeti güç gösterili medeniyetine güvendiği için insanı ticari meta haline getiren batıdır.

İnsanlığın kamplara bölünmesi elindeki sömürüyü kendi toplumuna yansıtmaya çalışırken bile kendi insanını mutlu edemeyen kurduğu sistemle insanlığın ruhunu kurutan vahşi batı, kundaktaki çocuğun dahi rızkına göz dikip onu kurtlara kuşlara yem etmekten kaçınmayan nasipsiz batı.

Vahşetin kişisel terörün, hele hele cinsel sapkınlığın odak noktası ve onlardan kaynaklanan cinayetlerin mimari batı.

İntihar, çevre kirliliği, ozon tabakasının delinmesi, asit yağmurlarının ve küresel ısınmanın çevre felaketlerinin baş aktörü ruhsuz ve şuursuz batı.

Fıtrata savaş açan, insan nesliyle genleriyle oynayan laboratuarda ürettiği mikropları bulaşı haline getirip insan neslinin tehlikeler atlatmasını üç beş kuruş daha cebimi doldururum gayesiyle dünyayı belli birkaç ailenin elinde yönetme anlayışına ilerleyen neon ışıklarıyla insanları kendine cezbeli hale getiren ve bağladığı insanlara göz açtırmayıp insan yerine koymayan ve feodalite yönetimine taş çıkartan vahşi batı.

Kadın metadır batıda. O sadece kendine hizmet edecek ve süfli emellerine alet olacaktır. Onun annelik gibi bir kutsiyeti artık batıda düşünülmüyor, kadın niye doğurgan olsun ki batı da. Kadın kendisine telkin edilen “öğretilmiş çaresizlik” girdabında sömürü çarkının bir numaralı aktörüdür rolünü iyi oynadığı müddetçe. Kuralları belirleyen ise sömürü kapitalizmidir.

Cibilliyetsiz erkeklerde cinsel objedir bir nevi batıda. Şimdilerde ayyuka çıkarılan lgbt sapkınlığını meşru hale getirme çabaları ve sözde bunu insani yaklaşımla değerlendirme oyunları, insanlığın ve aile kutsiyetini yok etmeye yönelik atom bombasından daha tehlikeli girişimlerdir. Batılı zengin toplumların artık renkli gökkuşağı aile üyeleri vardır ve bunu yeryüzünün her köşesine yayma çabasındalar.

Bunun medya kanallarını özellikle netflix gibi sapkınlık arz eden perdesiz ve ailesiz kanalları kullanmak suretiyle sınırsız, şuursuz, ailesiz, kolektif bir sürü psikolojisi anlayışı ile sürüngenler gibi bir yaşam tarzını ve süfli bir anlayışı normal standartmış gibi pompalayarak çağdaşlık denilen bataklığın nüfuz alanını genişletiyorlar.

Sömürü, zülüm, çifte standartlılık, merhametsizlik, doğrulara kör, islama ön yargılı, bireyci, duyarsız, erdemsiz ve dahi dinsiz yaşamı, ifrat ve tefriti sistemli hale getiren ve gözünü kırpmadan uygulayan batıdır.

Senaryolaştırılmış göz boyamalı masallarını kandırılmış elitlere uygulatır. Onlar efendilerine hizmet etmenin keyfi enayiliğini çıkarırken halk kendi elitlerince sömürülmenin dayanılmaz zorluklarına göğüs germeye, karşı çıkmaya cesaret edenler en ağır biçimde yok edilmeye kaşık kaşık dilimlere ayrılmaya mahkûmdur. Cemal Kaşıkçı hadisesinde olduğu gibi.

Bozguncu ve kan dökücü batı hakka değil güç ve kudrete bağlıdır. Dünya yı sömürü parsellerine ayırarak ben güçlü ve haklıyım prensiplerini zorla doğrulatmaya çalışır. Karşı çıkan olursa da o ülkeye resmen savaşın her boyutunu açar ve yıkmaya çalışarak intikamını alır.

Gayesi menfaat olan, milletleri ırkçılık nazariyesi ile birbirine düşman ve hasım hale getiren bütün insani erdem ve ahlaki değerleri ayaklar altına alıp çürüten ve kendi nizamını (Roma Yunan Bizans) bu üç soysuzdan alarak korumaya çalışan sadece nefse hizmet etmeyi ve dünyevilik yaşamayı düstur edine batı, sadist ve sapık bir neslin çoğalmasının baş mimarıdır.

İsraf alabildiğinedir. Tüketicilik ve kullan at prensibidir. Sömürdüğü ülkelerde zayıflatılan halk ekonomik sıkıntılara katlandırılır ve kendisine muhtaç olmaya razı edilir, ahlaki dejenerasyonun son sürat toplumsal işleve dönüştürülmesi sex köle ve tüccarlarını memnun etmiş lakin sağlam bir toplum ögesi de geleneksel yapı içerisinde bir kangrene dönüşmüştür.

Ahlaki erozyonla değerler altına alınan anlayış aile ve kutsal adına ne varsa yıkmış ve gök kuşağılı renklilik insanlara bir özlemmiş gibi sunularak özentiliğe kapı aralanmış küçük yaşta çocukların köle nefislerine peşkeş çektirilmesi de işin cabası olmuş, hatta organ ticareti ve mafyacılık gibi yer altı örgütlenmesinin varlığı ile mevcut hukuk sisteminin katli ve adaletin bitirilmesi, insanın kendinden vazgeçmesinin sağlanması hep batının unutulmaz marifetlerindendir.

Gaddar ve bir o kadar da artık çekilmez ve çirkinleşen batı elbette kendi sonunu hazırlamaktadır.      Zira küfür ile abad olmak mümkün değildir. Zulmü tescilleştiren ve insani ne varsa ayaklar altına seren batı kendi sonunu kendi eliyle sistemli kılıp geberip gidecektir kendi kanında boğularak.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.