Konya
18 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.48
  • EURO
    34.76
  • ALTIN
    2489.5
  • BIST
    9514.52
  • BTC
    62247.68$

BAŞ DÖNDÜRÜCÜ GELİŞMELER (2)

10 Şubat 2020, Pazartesi 09:14

Tek yönlü politikalar yerine çoklu politika peşinde koşanlar dimyata giderken evdeki bulgurdan da olma kaygısını hiç düşünmüyorlar. Olaki bir zayıflama da demek ki yapılan her anlaşma atılan her adım askıda kalacak gibi görünüyor.

Zaten ülkelerin sözde dostluk yanları artık ciddiyetten ve sağlamlıktan uzaktır. İzlenen menfaat yüklü politika kazanında kepçeyi ne kadar derine daldırıp kendi payını çoğaltırsan o kadar zengin ve güçlü olurum mantığı ile büyük köpekler birbirinin çanağına fazla yanaşmadan ülkeleri zayıflatmaya ve çirkinliklerini sergilemeye devam ediyorlar.

İzlediğimiz insani politikalar dünyaya insanlık dersi verirken ve aslında insanlığı öğretirken maalesef bizim içerdeki salyangozlarda batılıların sözcülüğünü kimseye kaptırmadan iktidara veryansın etmeye sözde eleştirmeye ama aslında bilerek dış güçlere payanda olmaya da zemin hazırlayıp onlara fırsat vermektedirler. Onların gayesi bizi zayıf düşürmek ve piyasada saf dışı etmek iken akılsız muhalif kafaların zoraki uyduruk ve yalana dayalı eleştirileri ne yazık ki bazı safları da etkilemektedir. Biz hem saha da hem masada Sayın Cumhurbaşkanımızın geceli gündüzlü canını dişine takarak etrafındaki bunca ihanete rağmen inanan insanların gayreti ve desteğiyle mücadele etmesini isterken birkaç belediye kazanmakla ne oldum delisi olan akılsız güruhta kendini ve sırtını batıya ve pkk’ya dayayıp nerde seküler bir anlayış ve zihniyet destekçileri varsa onların sırtını sıvazlamakta ve büyük bir marifetmiş gibi yanlarında olduklarını deklare etmektedirler.

Düşünün Elazığ ve Malatya’da halkımız depremin acılarını ve korkusunu daha üzerlerinden atmamışken sırf laf olsun kamera görsün diye sırıta sırıta bölgeye giden Bizans ruhlu zat, sözde deprem yardımlarının SSK müdürünün açıkladığı gibi kontrolü için gittiğini söylese de işin yönünün sadece aldatmaca ve milletin gözünün içine baka baka yalan söylemek olduğunu medyayı takip eden herkes gördü. Hatta nerdeyse bu zatın alışacaksınız gibi saçma söylemleri karşısında değişik kanallarda sorun haline gelen bu aldatmaca davranışı sorguladıklarına şahit olduk.

Bir zihniyet ki tek parti şeflik döneminden kalma, bir zihniyet ki, laikçiliğin dayatmacasın da, despot ve hakikaten çağın gerisinde, hatta sosyal darvinizmin entelektüel savunucusu, din ve diyanet düşmanı, fikir ve İslami düşünceye her haliyle muhalif, insanların giyim kuşam ve hayat tarzlarına müdahil. İşte böyle bir zihniyetin Bizanslı savunucusu yalan, riya ve kibir ekseninde tam bir aldatmaca uygulayarak insanlarla alay edercesine, akıl tutulması yaşayıp hiçbir şey olmamış gibi palandökene keyif yapmaya gidiyor, depremi de çar çabuk unutarak, tüm toplumsal acıları palandökene gömüp,  kendini eleştirenlere de “alışacaksınız “Diyerek Babil’in asma bahçelerinde hala rüyada olduğunu, kimliği ve bakış açısıyla,  yalana dayalı bir aldatmacanın koca ve affedilmez bir hayal ürünü olduğunu yine kendi kendine bir kez daha ispat edip milletin nefretini kazanmıştır.

Tamamen Show dayalı ve sürekli gündem oluşturularak öne çıkarılmaya çalışılan bu Bizans keyfiyetçisi aslında kendi aklıyla değil, birilerinin üst aklıyla hareket ettiği her haliyle belli iken, sürekli kameralara bakan sinsice gülmesiyle ve milletin derdiyle değil sade kendi keyfine prim yaptığı açıkça belli olmuş iken, hala bunu anlamayanların hdp ve pkk’ya tek laf etmediğini görmezden gelenlerin taşıdığı vebali,  inanın kelimeler anlatmakta yetersiz kalmaktadır.

Geçmişte devleti batılılara peşkeş çekenlerin torunları da bugün aynı zihniyetin heveslisi olarak bir ümitle iktidar ummakta fakat sağduyulu milletimiz inşallah bunlara fırsat vermez diyerekten konuyu şuraya getirmek istiyorum. Diriliş amblemi kullanan ve Mhp’den ayrılan,  bu laikçi ve gerici zihniyetin seçilmesine fırsat veren oylarıyla bilerek onları destekleyen ülkücü kökenli bazı iyi partilileri ben anlamakta güçlük çekiyorum. İnşallah tez zamanda bunun farkına varırlar ve bu fırsat düşkünü laf cambazlarına böyle bir imkânı bir daha hazırlamazlar.Eğer samimi iseniz soruyorum.? Küfrün karşısında hep birlikte durmak gerekmez mi?

Son olarak şuna değinmek istiyorum. Trump’ın Kudüs ile ilgili sözleri tamamen aldatmaca ve Müslümanların aleyhinedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, “Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir.“   

Söz buraya gelmişken Cennetmekân; Kudüs Fatihleri Hazreti Ömer (r.a.), Selahaddin Eyyûbi, ve Yavuz Sultân Selim Hân'ı şükranla yâd ediyoruz. Trump denilen uyuzun planı tamamen kendi iç seçimini kazanmaya, İsrail’e yamanmaya ve kendini yöneten üst aklın isteklerine göre uyarlanmış Filistini yok sayan bir aldatmacadır. Yaser Arafat 1993’te Oslo’yu imzalamış, Filistinlilerin 1967 öncesi gasp edilmiş toprakları unutturulmuştu. Trump’ın aldatmacası bundan geri kalmayacaktır. Vicdanımız rahat değil, biz bu anlaşmayı tanımıyoruz.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.