Konya
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2499.5
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    64081.954$

AZ KİTAP OKUYOR, ÇOK TELEVİZYON İZLİYORUZ

07 Temmuz 2021, Çarşamba 08:34

Maalesef az kitap okuyan ve çok televizyon bağımlısı olan bir milletiz. Aslında televizyonun uyuşturuculuğu insanda analitik (çözümlemeli) zekâya zarar verdiği bilinirken, az kitap okumanın da analitik zekâya katkısı olmadığı açıkça ortada.

Analitik yani çözümleme, günümüzde matematiksel bir terim olarak düşünülse de eski çağlarda yaşamış olan ünlü felsefi düşünürlerin sıkça kullandığı ve kitaplarında dile getirdiği, hayat içerisindeki herhangi bir durumu ya da problemleri çözüme kavuşturmak adına yapılan çalışmaların bütünü olarak da düşünülebilir. İşte problem burada başlıyor. Okumak veya televizyon seyretmenin hayatımız ve gelişimimiz üzerine ne kadar etkili olduğunu gözden geçirmek gerekir.

Mesela düşünmeyi ortadan kaldıran televizyon izleme süresi, insanın analitik düşünmesini ve çözümleme yollarını kapatıyor.  Dolayısıyla az kitap okuyan, çok televizyon seyreden insanda çözümlemeli zekâ düzeyi düşük oluyor ve çözümleme olmayınca başarısızlık ortaya çıkıyor.

Sizce neden çok televizyon seyrediyoruz? Bunun cevabı gayet basit. Çünkü okumayan, izleyen ve dinleyen bir gelenekten geliyoruz. Yani okumayan, araştırmayan ve çözümlemeye yönelik zekâdan uzak kalan sözlü bir gelenek yapısının varlığıdır. Bu da insanları ister istemez kolaycılık olan izlemeye ve dinlemeye yöneltiyor. Yani kolaycılığa kaçmak, hazır bilgiyle ve dikte edileni kabul etmek kolaya geliyor ama gelişime kapalı. Oysa okumak ve yazmak emek ister, birikim ve donanım ister. İşte bu birikim sayesinde çözümlemeli bir düşünceye sahip oluyorsunuz. Seyrederek elde ettikleriniz doğru ya da yanlış yönlendirmeyle veya algıyla hareket etmenizi sağlıyor. İşte bu yüzden bu toplum, yüzyıllardır doğru düzgün entelektüel bir yapıya sahip olamamış ve gerçek bir filozof çıkartamamıştır.

Toplumun okumak, yazmak ve çözümlemeye yönelik yapısının yokluğu, entelektüel yapısının zayıflığıyla, fikreden ve düşünen yapı zayıflıyor, izleyen ve az düşünen bir kültüre sahip hale geliyoruz. Yani az kitap okuyan ve çok televizyon izleyen insan uyuşuyor, düşünmeye fırsat bulamıyor, düşünce olmayınca da çözümlemeli zekâsı gelişmiyor, çözümsüzlük ortaya çıkıyor ve bilimde, fende başarı sağlanamıyor.

Aslında hak yemeyelim, belki çoğumuz televizyondan çok okuyoruz. Ama bu okumalar analitik zekâyı pek ilgilendirmiyor. Çünkü bu okuyanlar da sosyal medya gezginleri. Bir bunlar var televizyonun etkisinden esaretinden kurtulan. İşte kılcal damarlarımıza kadar işleyen sosyal medya, bu okuma oranını yükseltiyor ama sadece okuyup beğene tıklayarak geçiliyor. Yani yine kitabın ve okumanın, okuyarak çözümleme yapmanın yerini almıyor. Ne çözümleme var ne de düşünmek. Sosyal medyadaki paylaşımların geneline bakarsanız ilk beğenende, paylaşan kişinin kendisi oluyor. Yani bu da fetiş bir duygu.

Günümüze yansıyan bir durum var ki, izleyen bir toplumdan kültür hali değil, fotokopi toplumu ortaya çıkmaktadır.

Teknoloji karşıtlığı olarak algılanmasını istemem ama her şeyin bir ölçüsü vardır. Televizyon karşıtı da değilim ama esaretine karşıyım. Televizyon insanları okumak kadar geliştirmez ve gelişimini sağlamaz. Kitaplı toplumdan televizyonlu topluma geçişimiz, gelişimden ve irfandan uzaklaşmamıza neden oldu. Herkesin kendini kaptırdığı evlilik programları, vahşi hayat dayatmaları toplumun kan kaybetmesine neden oldu.

Allah, “Yaradan’ın adıyla oku” derken, irfana ve ahlaka kitapla, okumakla kavuşacağımıza vurgu yapmıştı. Oysa okumayan ve televizyona esir olan insanlar, dedikodu ve kültürsüzlüğün esiri oldular. Televizyonun okumaktan çok izlenmesi, insanın kendisini teslim etmesi, algıyla yönetilen boyuta ulaşması görülürken, ahlaki boyuttan, ilimden, bilimden, irfandan ve çözümleme yeteneğinden bahsetmekte çok saçma olur.

Diyeceğim o ki; hepsi bir yana, okumak ve çözümsel düşünmek yaratılış gerçeğimiz. “Eğer seyretmek bu kadar değerli olsaydı, Yaradan okumayı, okuyup akletmeyi, akledip çözümleme yapmamızı istemez, seyret, seyrettiklerin kölesi ol” derdi.

Yorumlar

  • yorum avatar
    ahmet öztemel
    07-07-2021 09:58

    Sn. ÇAPANOĞLUÇok teşekkür ederim kıymetli görüşleriniz için. TV seyrediyoruz da keşke yayın kalitesi eğitici, öğretici, kamuoyuna destek sağlayıcı olsa. Maalesef sunulan dizilerin çoğu şiddet içeriyor. Gündüz programlarının çoğu toplumun temeline zarar veriyor. TEKRAR TEŞEKKÜRLER

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.