ASIL MESAİ EMEKLİLİKTEN SONRA BAŞLAMIŞ...

Antalya' da emekli iki öğretmen, emekliliklerinin tadını herkesten farklı çıkarıyor. On yıl önce tanışan aynı sitede oturan iki emekli bayan öğretmen, içlerindeki hayvan sevgisiyle yeniden çalışmaya başlamışlar. Fakat yaptıkları iş ne maaş almak için ne de rahat yaşamak için. Sadece sokaktaki hayvanları rahat ettirmek amacı ile başlanmış bir mesai.

İki emekli öğretmen, evlerinin bulunduğu site ve çevresinde ki sokak kedilerinin yaz -kış aylarında yaşadıkları sıkıntıları gördükten sonra çözüm aramaya başlamışlar. İlk önce kiralık bir dükkana baksalar da, kimse dükkanında kedilerin bakılmasını istemeyince uygun bir yer bulamamışlar. Ama hayvan sever ikili, bu düşüncelerinden vazgeçmeyince karavan almaya karar vermişler. Uygun bir karavan bulan bu iki emekli vatandaşımız yaşadıkları sitenin bahçesine karavanı yerleştirip kendi elleriyle dizayn etmişler. Karavanda kedilerin fotoğrafları, balonlar ve kedi evi yazan kocaman bir tabelaları var. Yaklaşık yüz kediye ev sahipliği yapan karavan bu iki emekli öğretmenin günlük mesaileri  haline gelmiş. Sabah ilk iş olarak akşamdan hazırladıkları mamaları sokak sokak dolaşarak dağıttıktan sonra soluğu kedi evinde alıyorlar. Buradaki kedilerin isimlerini ezbere bilen ikili, günlerinin tamamını burada geçiriyor. Karavanı farklı bölmelere ayırarak hasta olanların ilaç tedavisini bizzat kendileri yaparken diğer bölmeleri yavrusu olan anne kediler veya daha büyük kediler için ayırmışlar. Site içerisinde sözlü uyarı ve memnuniyetsizliklerle karşılaşsalar da hayvanlara bakarak huzur bulduklarını ve şikayet almamak için kedi evi adını verdikleri karavanı her gün temizlediklerini hayvanların kışın soğukta, yazın sıcakta aç susuz kaldıkları düşüncesinin onları çok üzdüğünü ve bunun olmaması için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını ve yapacaklarını dile getiriyorlar. Emekli öğretmenler maaşlarının neredeyse tamamını sokak hayvanları için harcasalar da hayvanları istemeyen ve sevmeyenlerinde olduğunu söylüyorlar. Tatil planlarını bile kedilere göre ayarladıklarını ve asla onları yalnız bırakmayarak dönüşümlü olarak tatile çıktıklarını da ekleyen öğretmenler topluma sesleniyorlar.

"Evet hayvanları sevmek, hatta bizim kadar çok sevmek zorunda değilsiniz ama onlara zarar vermek zorunda da değilsiniz. "

Antalya' da yaşayan emekli bu iki öğretmen, hele ki hayvanların işkence, eziyet ve tecavüz olaylarına sık sık karıştığı son dönemlerde birazda olsun içimize su serpiyor. Hala hayvanlar için uğraşan hatta hayatlarını sokak hayvanlarının bakımına göre ayarlayarak yaşayan insanların varlığı umut oluyor bizlere. Her gün öldürülen, işkence yapılan hayvanların haberlerine şahit olurken bu haber bizlere oh be dedirtiyor.

İstiyoruz ki; emeklilikten sonra tekrar mesaiye başlayan bu iki öğretmen herkese örnek olsun. Hepimize kılavuzluk etsin. Belki imkanlarımızdan dolayı onlar kadar emek ve vakit harcayamayız ama bir kap su bir parça emek ile hayvanların hayatta kalmasını sağlayabiliriz. Dünyayı hayvanlara zindan değil de hayvanları dünyaya armağan etmeyi seçmeliyiz.Her canlı nefes almakta özgür olmalı her nefes alanı özgürlüğün tadını çıkarmalı.

 Tüm insanlık olarak bunu kabul eden yarınları umutla bekliyorum…