Konya
24 Nisan, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.52
  • EURO
    34.80
  • ALTIN
    2428.7
  • BIST
    9708.26
  • BTC
    66107.29$

Arz-ı Mev’ud (1)

20 Aralık 2019, Cuma 08:25

Yahudi inancına göre, Tanrı Yahova’nın İsrail oğullarına vaad ettiği, bağışladığı topraklardır. Arz-ı Mev’ud olarak adlandırılan bu topraklar Suriye, Irak, Kıbrıs, Ürdün, Filistin ve Lübnan topraklarının tamamını, Suudi Arabistan’ın kuzey, İran’ın doğu ve Türkiye’nin de güneydoğu bölgesini içermektedir. Hatta bu sınırların bizim İç Anadolu bölgesine, Kapadokya’ya kadar uzandığı rivayetleri de vardır. Bu topraklara sahip olmak için tarih boyunca yeryüzünü fitne ve fesada boğan Siyonist Yahudiler, birçok sürgün ve katliamlara tabi tutulmuşlardır.

İsrail bayrağındaki iki mavi çizginin bu iki nehiri (Nil ve Fırat) temsil ettiği söylenir. ABD bir dolarının üstündeki Piramit resmi de bu Siyonist ideolojisinin Mısır bölümünü simgeleyen sembollerden biridir.

Bazı hainlerin, cennet vatının bir bölümünü de içine alan, “Kürdistan” diye bir bölge haritası yaptıkları gibi, İsrail’de de bu bölgeleri İsrail toprakları içinde gösteren haritalar kullanılmaktadır.   

Yahudilere göre Tanrı Yahova: “Senin çocuklarına veriyorum bu ülkeyi. Mısır’ın nehrinden büyük nehire Fırat Nehrine kadar.” Diyerek Arz-ı Mev’ud’u İsrail halkına ebedi olarak vermiştir.(1)

Hz. Musa Mısırda köle olarak yaşayan Yahudi ailelerden birinin çocuğudur. Yahudilerin tamamı o dönemde Firavunların ve Mısır halkının kölesidir ve büyük baskılar görmektedirler. Soylarının çoğalmaması için yeni doğan çocuklar bile istisnasız, Firavunların emriyle öldürülmektedir. Hz. Musa bu katliamlardan kurtulan nadir çocuklardan biridir. Büyüyünce Halkını bu zulüm ve katliamlardan kurtarmak için kaçırmış,  Kızıldeniz’den geçirip, Arz-ı Mev’ud denen Filistin bölgesine götürmüştür. Kıssası Kur’an’da da anlatılmaktadır.

Mason: Masonluk:

Mason kelimesi Fransızcada “Duvar ustası” manasına gelir. Kudüs’te Mabed-i Süleyman’ı yapan Hiram Usta Masonluğun piri kabul edilir. Eskinin en kıymetli ve po­püler mesleği mabet, kilise ve katedral… yapmak olduğu için, bununla iştigal eden Yahudi ustalar ilk defa İngil­tere’de bir dernek (loca) kurarak teşkilatlanmışlar,  daha sonra bütün dünyaya yayılmışlardır. Ortaçağda Papa ve Papazların sosyal etkinlikleri bilinmektedir. Aynı insanlar da kilise ve katedral yaptırmakta bir birleri ile yarış ha­linde olduklarından dolayı bu yapı ustalarına büyük önem vermişlerdir. Aynı zamanda Allah’ın evini yaptıklarından dolayı halk tarafından da hürmet ve saygı görmüşlerdir.

Kendilerine muhtaç oldukları için gösterilen bu rağ­betin yanında, Yahudi milletine karşı icra edilen baskı ve zulümlerden dolayı, Hıristiyanlara özellikle de papa ve kilise mensuplarına olan kin ve düşmanlıklarından dolayı, Masonlar içlerine, Hıristiyanlığa ve kiliseye karşı olan, bunun müca­delesini veren, din tabusunu yıkmaya çalışan, lâik fikirleri benimseyen insanları da almaya, onları Hıris­tiyan­lığa ve Müslümanlığa karşı kullanmaya başlamış­lar.(2)

Çok sinsi bir teşkilat­tır. Sembolleri gönye, cetvel, pergel gibi inşaat araçlarıdır. Bunların hedefleri de Siyo­nistlerin gayelerinin aynısıdır. Siyonizm’in yasak olduğu memleketlerde bu ad altında faaliyet gösterirler. Yani Si­yonistlerin sivil elemanlarıdır.

Bir birlerine, yeminlerine, geleneklerine çok bağlıdır­lar. Bağlı olmak mecburiyetindedirler. Yeminlerine bağlı kalmayanlar çok değişik şekillerde acımasızca cezalandı­rılır­lar. Girenlerin çıkması, hele hele bildiklerini ifşa et­mesi çok zor ve tehlikeli bir iştir. Görünüşte içinde bulun­dukları memleketin, milletin hatta dünya insanlarının iyili­ğine, mutluluğuna, refah ve huzuruna çalışır gibidirler. Üyeleri­nin birçoğu gerçek niyetlerini bilmez ve bu zahiri yönlerini bilir ve canla-başla hatta bir vatanseverlik tutku­suyla çalı­şır, gayret eder. Fakat gerçekte her şey Yahudi milletinin lehine ve menfaatine yönlendirilmiştir.

Geçmişte ve günümüzde Ürdün Kralı, Mısır Başba­kanı,(3) Suriye ve Irak üst düzey devlet yetkilileri gibi İs­rail ile kanlı bıçaklı görünün devletlerin idareci ve bürok­ratla­rının mason olması söylenenlerin en bariz delilidir.

Bizde bile Atatürkçülüğü kimseye bırakmayan, her halü kârda onun hayranı ve hamisi olduklarını yansıtan nice insanlar, nice popüler kişiler, her meslek ve sanat gu­ru­bundan bilinen yıldızlaşan zatlar…maalesef bu locala­rın üyesi olmuşlardır. Hâlbuki Atatürk Masonluğu yasak­lamış, üyelerine baskı yaptırmış ve onların bu millet ve memle­kete zararlı olduklarını söylemiştir.(4) Hatta bu sebep­ten dolayı Mustafa Kemal’in masonlar tarafından öldürüldü­ğüne dair rivayetler bile vardır.

Dipnotlar:

1- Gene 15/18.

2-“Masonluk ve Masonlar”, İzzet Nuri Gün, Yalçın Çeliker, Yağmur Yay. İst. 1968. s.14.

3- Texe Marrs, “İlluminati (Entrika Çemberi)”, Timaş yay. İst. 2002, s.282.

4- “Yakın Tarihin Kara Delikleri”, Mustafa Armağan, Timaş Yay. İst. 2007, s.20-70.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.