Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.60
  • EURO
    34.80
  • ALTIN
    2498.3
  • BIST
    9440.8
  • BTC
    64682.49$

ALLAH'IN VARLIĞI VE KUDRETİ -1

24 Nisan 2015, Cuma 00:00

Değerli okurlar! Çok kutsi ve mübarek bir ayın içerisinde bulunmak­tayız.  Cenâb-ıAllah'ın lütuf ve ihsanının,  rahmet ve merhametinin taş­tığı,  melai­keyi kiramın müminlere rahmet saçtığı,  ruhların berzah âle­minde kucaklaş­tığı,  şeytanın inananlardan bu­cak bucak kaçtığı,  nefsi emmarenin hastalanıp,  his ve duyguların berraklaştığı,  velhâsıl müminle­rin melekleş­tiği,  hatta on­lardan da üstün olabildikleri kutsi bir ayı idrak etmekteyiz. 

Fakat ne yazık ki,  bu mana deryasına dalamayan,  bu nimet­lerden nasi­bini alamayan, bu manevi zevk ve heyecanı tadamayan,  bir ay bile olsa nef­sine yular takıp sıkamayan, etrafına ibret naza­rıyla bakıp bütün varlığını borçlu olduğu yaratanını tanıyamayan,  O'nun varlığını,  birliğini kudret ve aza­metini inkâr eden gafiller ile de karşılaşıyoruz.  Bu münase­betle bu ya­zımızda Allah inancı üzerinde durup sizlere deliller arz etmeye çalışacağım.

Cenâb-ı Allah şöyle buyurur: "Kudretimize inanmayan­lara,  ufuk­larda ve kendi cisim ve nefislerindeki azametimizi bildirecek,  kudre­ti­mize de­lâlet eden ayetlerimizi mutlaka gön­dereceğiz.  Ta ki bu kita­bın (ve dinin) hak olduğu belire."([1]

Allahü Zülcelâl'in işaret buyurduğu ufuklardan yani fezadan birkaç misal sunalım. Peygamber Efendimiz şöyle buyurur:

"Ey Eba Zer. Yedi kat gök ile yedi kat yer,  Kürsüye nispe­ten bir çö­lün ortasına atılmış bir kapı veya yüzük halkasından fazla bir şey değil­dir. Arşın Kürsüye nazaranbüyüklüğü ise o çölün o halkaya nazaran büyüklüğü de­recesindedir. "([2])

Peygamberimiz arkadaşları ile otururken derinden bir ses du­yulur. "Bu ne olabilir Ya Rasûlullah" diye sorarlar. O: "Allah düşmanların­dan biri yetmiş sene önce cehenneme atılmış idi,  yeni düşütü de onun sesi"([3]) buyurur. Ya­kın tarihe kadar,  yani uzayla ilgili detaylı bilgiler ortaya çık­madan,  bu da bazı kişi­ler nazarında belki istihza konusu idi. Ama bu­gün meteorların mil­yonlarca yıl yol aldıktan,  uzayın boşluğunda dolaş­tıktan sonra bazılarının dün­yaya düş­tüğü görülüyor.  Meteor yağ­muru dediğimiz bu olaylar zaman zaman dünyaya korkulu anlar da yaşa­tır. Şu  haberleri okuyunca insanların korkmakta ne ka­dar haklı oldukları  ortaya çıkıyor: "Avustralya’ya yumurta kadar gök taşı düştü. Çok küçük bir parça olma­sına rağmen 4 metre derinli­ğinde,  14 metre çapında bir çukur açtı..."([4])

Cenâb-ı Allah şöyle buyurur: "Güneş kendisi için belirlenen yerde (yö­rüngede) akar gider. İste bu Aziz ve Celil olan Allah­'ın takdiridir. Ay için de bir takım menziller (yörüngeler) tayin ettik. Nihayet o eğri hurma dalı gibi (olan yörüngesinde) geri döner. Ne güneş aya yetişebi­lir. Ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzerler." ([5])

İlim erbabının bu ayetlerden ilham alarak yaptığı çalışmalar neticesi,  dün­yanın 12 çeşit hareket yaptığını,  kendi ekseni etra­fında saatte 1670 km.  hızla döndüğünü,  güneş yörüngesinde ise 107.000 km.  hızla gitti­ğini,  güneş siste­minin Andre Medea galaksisi yörüngesindeki hızının ise saatte 720.000 km.  olduğunu Meteo­roloji eski genel müdürü Taşkın Tuna Uzay ve Dünya isimli ese­rinde,  dünya uzay otoritelerinin eserlerinden de ikti­baslar yaparak anlatır.  Kur'an-ı Kerimde Zâriyat Sûresinde; "Semayı biz bina ettik,  onu genişleten de biziz" ([6])  buyurulduğu üzere  semanın her saniye binlerce km.  genişlediği ortaya çıkıyor. İlme ve ilim erba­bına nüve teşkil eden,  örnek olan bir çok âyet ve hadisi görmeyip,  senedi ve sıhhat derecesi çok zayıf olan yani Allah Resûlü'nün söylediği ihtimali çok zayıf olan,  söylendiyse bile mecaz manası hiç göz ününe alınmayıp "Dünya öküzün üzerindedir" sözünü ele alarak İslâm ve Müslümanlarla dalga geçmek hiçbir insaf ölçü­süne sığmaz. Yine böyle istihza olsun diye Yahya Kemal’e: "Dünyanın altında öküz var­mış,  onun üstünde durur­muş" doğru mu? Diye sorarlar. O da onlarla dalga geçmiş ve "Vallahi dünyanın altını bil­mem ama,  üstünde çok öküzler var" demiş.

Dipnotlar:

1- Fussılet Sûresi, 53.

2- Tecrîd-i Sarîh Tercümesi, c. 2, s. 271.

3- Tergîb ve Terhîb Tercümesi,  Hikmet Yay. yıl  1984,  c. 1,  s. 237.

4- Milliyet Gazetesi, 11. 12. 1999.

5- Yasin Sûresi, 38, 39, 40.

6- Zâriyat Sûresi, 47.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.