Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.60
  • EURO
    34.80
  • ALTIN
    2498.3
  • BIST
    9440.8
  • BTC
    64682.49$

Ağzından çıkanı, kulağın duyması başka bir şey!

15 Aralık 2018, Cumartesi 09:22

Sevgili dostlar bu hafta yazıma başlamadan önce Ankara-Konya arasında yaşanan hızlı tren kazasında hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet, ailelerine, yakınlarına başsağlığı, kazada yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar dilemek istiyorum. Umarım kaza ile ilgili sorumlular gerekli cezaları alır ve bir daha böyle ağır ve can yakıcı olaylar yaşamayız.

Bu hafta Ankara Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Melih Gökçek’in akıl ve mantık çerçevesine bir türlü sığdıramadığım bir açıklamasından bahsetmek istiyorum. Bir üniversitenin İletişim Fakültesi’nde düzenlenen “Şehir ve Medya” başlıklı panele konuşmacı olarak katılan Melih Bey, bir öğrencinin 7 Temmuz 2018’de ODTÜ Mezuniyet Töreni’ndeki bir pankarta ilişkin attığı ‘mini etekli’ sosyal medya mesajını hatırlatmasıyla öyle bir tepki ve cevap verdi ki, akıl mantık bir köşeye bırakıldı.

Diyalog aynen şu şekilde gerçekleşti…

Öğrenci: Öncelikle ben salak değilim. Bunu neden attınız.

Melih Gökçek: Siz yapıyor musunuz?

Öğrenci: Mini etek giyiyorum evet. Gece dışarı da çıkıyorum. Bunu neden siz böyle attınız?

Melih Gökçek: Hayır bir dakika, öbürlerini say.

Öğrenci: Cilveleşmek ve sarhoş olmak...

Melih Gökçek: Onları da mı yapıyorsun?

Öğrenci: Yapıyorum veya yapmıyorum. Yapıyor olabilirim, evet. Yapıyor da olabilirler...

Melih Gökçek: Yapıyorsan da o zaman neticesine katlanırsın, o zaman diyorum.

Öğrenci: Ama çok yanlış, ‘salak’ diyorsunuz; böyle bir hitap şekli olabilir mi sizce?

Melih Gökçek: Bana göre, o kadar kalkıp suçluyorsan o da olur. Sen de o zaman onu yazmayacaksın.

Öğrenci: Siz tecavüzcüleri mi savunuyorsunuz?

Melih Gökçek: Hayır.

Olay diyalogun ardından bazı öğrenciler tepki göstererek salonu terk ediyor. Etmekte bence haksız değiller.

Öncelikle kişisel fikrim, bizim gençlerimizde realite eksikliği var. Yaşadıkları kendi hayal dünyasını, gerçek dünyaya entegre etmeye çalışıyorlar, uymayınca hayal kırıklığı yaşıyorlar. Afaki bir örnek vermek istiyorum. Vurulmamak benim hakkım diyerek silahlı çatışmanın olduğu sokağın içinden geçip gider misiniz? Kötü bir dünyada yaşadığımızı hepimiz biliyoruz. Taciz ve tecavüz her yerde var. Benim gece 4'te mini etekle dolaşmak hakkım diyerek hiç bir şey olmasını beklemeden dolaşmak mantıklı değil. Hakları olmasına rağmen ama dünyanın gerçeklerini bilerek ihtiyatlı olmak mantıklı değil mi? Bu bilerek kendinizi tehlikeye attığınız anlamına gelmiyor mu? Ki gece o saatte dışarıda dolaşmaya ben bile çekiniyorum erkek olarak.

Ama, kadın sarhoş olur, minik etek giyer, gece barlarda kulüplerde gezer, cilve de yapar biz buna karışamayız, biz bu yaptığını tasvip etmeyebiliriz ama ‘bunu yapıyorsa tecavüzü hak ediyor’ mantığı dünyanın en iğrenç düşünce tarzlarından bir tanesi. Çünkü tecavüz bambaşka bir şey. Bunun bir izahı yok, geçerli sebebi veya ceza hafifletici olarak kullanılabilecek bir bahanesi yok olamaz.

Siz politikacıların asli görevi vatandaşın refahını düşünmektir. Özgür birey olarak istediğimizi giymekte ve istediğimizi içmekte serbestiz. Tecavüzden sakınılması için bize öğüt vereceğinize, tecavüzü önlemek için bir girişimde bulunsaydınız…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.