Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.59
  • EURO
    34.85
  • ALTIN
    2499.9
  • BIST
    9669.88
  • BTC
    64551.35$

AĞAÇ VE ORMAN HAFTASI -2

26 Mart 2015, Perşembe 00:00

Dünyanın her tara­fın­dan kendi bindiği dalı kesen,  yani hayat kaynağı olan orman ve yeşili tah­rip eden insanlar vardır.

 İlim erbabı,  akl-ı selim sahibi insanların,  Dünya Çevre Günü dolayısıyla Stockholm’de yaptıkları şöyle bir değer­lendirme­leri vardır:

“Mil­yarlarca yaşına rağmen dünya 1960 yılına kadar ne kadar tah­rip edildi ve kirletildi ise,  son 45 senede ondan daha fazla zarara uğra­tılmıştır.”([1]) Bu gidişle kısa zamanda uzayda tek yaşanılır geze­gen olan dünyamız da, bu özelliğini kaybedecektir. Bu sebeple Dünya Çevre Günü,  Dünya Ormancılık Günü ( 21-27 Mart) gibi faaliyetlerle in­sanların dik­kati konuya çekilmek is­tenmektedir.

 

Halbuki ecdadımız ağacın kıymetini darbı mesel haline getir­diği şu cümle ile; “Ağaç yuvamızın eşiği,  yavrumuzun be­şiği,  soframızın kaşığı,  mevtamızın ta­butu,  ocağı­mızın yakıtıdır.” İfade etmiş ve ağaçla ilgili bin­lerce vakıflar kurmuşlardır.([2])

Ağaç aynı zamanda havayı temizleyen,  erozyonu önleyen,  ik­limi gü­zelleştiren,  gözü ve gönlü dinlendiren ve ekonomimize çok katkıda bulu­nan bir güzelliktir.

Osmanlı; savaşın olmadığı kış mevsiminde askerleri boş durdurmaz, ağaç diktirir, köprü, çeşme gibi sosyal eserlerin yapımı ve tamiri ile meş­gul eder­miş.([3]) Ağaçları kesmemek için evlerin ve yolların planları değiştiri­lirmiş.([4]) Ev yapılacak yerde bile olsa ağaçların kesilmesine müsa­ade edilmezmiş.([5])

Biz Asya’nın bozkırlarını, Anadolu’nun yeşili için terk-i diyar etmiş­tik ama son zamanlardaki bilinçsiz tutumumuz yüzünden Anadolu’da bozkır haline geldi maalesef.

Londra % 67 oranı ile dünyanın en yeşil başkenti seçilmiş. Bizim en yeşil kentlerimizden İzmir’in ise yeşil oranı % 3 imiş. Japonya’da yapılan bir araş­tırmada yeşil ortamda yaşayan insanların hem uzun ömürlü hem de daha hu­zurlu oldukları ortaya çıkmış.([6])

Eğer tedbir alınmazsa, cennet vatan dediğimiz güzel yurdumuz çöl ola­cak. Gezdiğimiz yerlerde dikkat edersek her köyün, her yerleşim biri­minin kabristanında ulu ağaçlar olduğu halde etraf ağaçsızdır. Aslında her taraf öy­leydi, ama bilinçsiz insanlarımız yerine yenisini dikmeden kese kese o hale getirdiler, ama; “günahtır, gece korkuturlar, ölüler rüyamıza girer” gibi dü­şüncelerle kabirdekileri kesemediler, fark bu.

Bizans ordusunun Müslümanlar üzerine yürüyeceği haberi alınmıştı. Peygamber Efendimiz bu ihtimale binaen savunma değil, taarruz savaşı yap­mak için bugün Suudi Arabistan topraklarının kuzeyde en uç bölgesi olan Tebük şehrine kadar gelmiş, Bizans ordusunu bulamamıştır. Bi­zans’ın böyle bir hazırlık ve niyetinin olmadığı da duyulunca, Hz. Pey­gamber geri dönüş emri vermiştir. Hz. Cabirin devesi ölmüş o sıcakta yaya yürümekte­dir.  Resûl-i Ekrem Cabir’e: “arkama bin der” o hayâ ederek binemez.  Efendimiz ısrar edince biner, Peygamberimiz şöyle bu­yurur: “Ey Cabir gün gelecek şu kup kuru çöl bağlar, bahçeler ziraat tarlaları olacak.”

Ali Ulvi Kurucu rahmetli, hatıralarında: “Ben hatırla­rım Tebük’te üç zenginin evinin önünde üç ağaç vardı, başka yeşil namına bir şey yoktu. Bugün Hollanda’ya, Avrupa’ya Tebük’ten gül, çiçek ve tahıl ihraç ediliyor” de­mektedir.([7])

Bu hafta vesilesiyle ağaç dikme ve yetiştirme hususunda gay­reti olan bütün kişi,  kurum ve kuruluşlara şükranlarımı sunar,  Cenâb-ı Hak’tan gay­retlerini artırmasını temenni ederim.

 

Dipnotlar:

1-İbrahim Özdemir, Münir Yükselmiş,“Çevre Sorunları ve İslâm”,Diyanet Yay.1995,s.21.

2-İsmail Hâmi Dânişmend,“Tarihi Hakikatler”,Tercüman Gazetesi Yay.1979, c. 2, s. 253.

3-Ricaut, (V. Mehmed dönemi İngiliz Elçisinin kâtibi) “Türklerin Siyasi Düsturları”

    M. Reşat Uzmen, Tercüman 1001 Temel Eser, Bas. Haz., s. 297.

4-La Baronne Durand De Fontmagne,“Kırım Harbi Sonrasında İstanbul”,

    Tercüman 1001 Temel Eser,1977s.   261.

5-1876 yılında İstanbulda bulunmuş olan Elizabet Caraven Mostar Dergisi,  Mayıs 2008, sayı 391. s. 45;

    La Corbusier (1915),  Mustafa Armağan, “Osmanlının Kayıp Atlası”, Da Yay. 2005, İst. s.184.

6-Şehir ve Başkan Dergisi Mayıs 2008 sayı: 80, s. 94.

7-M. Ertuğrul Düzdağ, “Ali Ulvi Kurucu, Hatıralar-3”, Kaynak Yay. 2007, İst. s. 407

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.