Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.59
  • EURO
    34.85
  • ALTIN
    2499.9
  • BIST
    9669.88
  • BTC
    64551.35$

AF

23 Şubat 2018, Cuma 07:23

Arkadan dil uzatan itlere verme kıymet,

Yedikleri herzeyi göm toprağın altına

Her havlayan köpeğe bir taş atarsan eğer

Taşın dirhemi çıkar gitgide bin altına

 Abdullah Fevzi Uluboy

Her işte besmele çekmemizi tavsiye eden Allah Resûlü, günde yüzlerce defa Allah’ın “Rahmân ve Rahîm” isimlerini bize andırıyor. Rahmân kelimesi Kur’anda 57 yerde, Rahîm ismi celili ise 115 yerde geçer. Rahman daha geniş kapsamlı, kafire-mümine merhamet eden ma­nasına, ancak Rahîm sıfatı ise daha özel, müminlere merhamet eden, farklı muamele edecek olan Hâlık mana­sına gelir.(1)

Hz. Mevlânâ şöyle der: “İnsanın işi hata, Allah’ın işi ata (af) dır. Ya Rabbi sen de kulun harekâtına göre mua­mele edecek olursan arada ne fark kalır. Kul günah işle­mese Alla­hın rahim sıfatı nasıl tecelli edecekti?..” (1565).

Cenâb-ı Allah merhametlilerin en merhametlisi, şef­kat­lilerin en şefkatli­sidir. Kullarına da “Affı almalarını”(2) bağış­lamayı ve toleranslı olmalarını tavsiye eder. Ama tabii ki bunun da ölçülü olması gerekir. Şeyh Sadi Şirazî: “Zalim­leri affetmek, mazlum­lara zulümdür” der. Tekrar şairin bey­tini hatırla­yalım:

Zalimlere lâyık oldukları işkenceyi çektir

Mazluma da hakkını ver ki, adalet bu demektir.

Bu aflar ölçüsüz, tartısız olursa zalimlere prim veril­miş olur Malum “ca­navarları taviz analar doğurur” de­mişler.

Hz. Ali: “Size kötülük eden bir düşmanı affediniz ama, va­tanınıza ve milletinize kötülük eden birini asla affetmeyi­niz.” der.

Biz yakın tarihe kadar: mahkûmlara 53, Vergiye 36, İmara 16, S. S. K.’ya 5   kez af çıkarmışız. 2002 yılında çıka­rılan Rah­şan Ecevit affından 40.518 kişi aftan çıkmış, ancak mahkûm sayısı aftan önce 59.187 kişi iken, 2003’te 63.560’a yükselmiş­tir.(3) Hem devletin otoritesi zayıflamış, adalete ve kanun­lara olan güven azalmış, hem de suç ve mahkûm sayı­sında bir azalma olma­mıştır. Onun için af iyidir ama, yerinde ve hak edene olmalıdır.

Baştaki şiirden de anlaşılacağı üzere, Bir köpek seni ısı­rırsa, senin de onu ısırman gerekmez. Ama bu tekerrür ederse eline sopayı almaktan da çekinme. Hz. Mevlânâ şöyle de­miştir:

“Allah fazlını göstermek için bir suçu defalarca örter de, sonunda adlini göstermek için suçluyu ceza­landırır.” (12632).

Hıristiyan bir beldede kuralcı, hiç toleransı olmayan, her yerde ve basit suçlara ceza kesmekten zevk alan bir trafik me­muru varmış. Bir gün kilisenin papazı onun görev alanın­dan geçeceği için her eksiğini tamamlamış, her ha­zırlığını yapmış, bisikletine binip giderken, mezkür memura rast gel­miş, adam sormuş, bakmış, eksik aramış ama yok, her şey tamam. Papaz ayrılırken: “ha­zırlıklı çıktım, her şeyim tamam, duamı da ettim, İsa benimle” deyince memur: “Hah tamam İsa seninleyse bi­siklete iki kişi binmek yasak” demiş ve yine ceza yazmış.

Neyzen Tevfik malum rind meşrep bir adam. Rama­zanda güpegündüz kuytu bir lokantaya girmiş yemek yiyor bu arada bir de delikanlı gelip ona eşlik ederken zaptiyeler basıyor ve karakola götürüp cezalandırmak istiyorlar. Ney­zen: “Ben gayri Müslim’im” deyince, saçları falan da şim­diki bonus rek­lamın­daki zatların saçı gibi olunca, inanmışlar ama delikanlıyı götür­mekte ısrar edi­yorlar. Neyzen:

“Ben gayri Müslim’im ama şu Ramazan ayının feyz ve be­reketinden, ma­nevi etkisinden olsa gerek içimde farklı duygular oluşuyor, ben Müslü­man olmak istiyorum fakat şu delikanlıyı affederseniz” der. Zaptiyeler razı olur Neyzen Kelime-i şahadet getirir zaptiyeler çeker gider. Neyzen deli­kanlıya şöyle nasihat eder:

“Evlâdım, gâvur oldum kendimi kurtardım. Müslü­man ol­dum seni kur­tardım ama her zaman benim gibi birini bu­lamaz­sın, bir daha böyle halt etme.”

Dipnotlar:

1- Ahzâb Sûresi, 43.

2- A’raf Sûresi, 199.

3- Emrah Gürkan, Cumhuriyet, Ne kadar Muasırlaşabildik, Tarih ve  Düşünce Dergisi, Aralık-

Ocak sayısı, s. 74.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.