Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.72
  • ALTIN
    2526.9
  • BIST
    9524.59
  • BTC
    60567.89$

 “ADIN NE SENİN?”

24 Mayıs 2021, Pazartesi 00:01

Onun yükselişinin hikayesi böyle başlamış olmalı.

Babası mühendisti, o da mühendislik okudu.

1999 yılında Selçuk Üniversitesi’nden İnşaat Mühendisi olarak mezun olduğu zaman, ülkemizdeki her üniversite mezunu genç  gibi onunda sadece iş bulma hayalleri vardı.

Altı yıl kadar özel sektörde çeşitli işlerde çalıştı.

Sonra TOKİ’de  devlet memuru olarak çalışmaya başladı.

Onun TOKİ hayatı, kaderinin yukarı yönlü de başlangıcı oldu.

Gözleri kadar, gözü de karaydı. Atak ve cesurdu. Ayrıca yorulmak ve yılmak ona göre değildi. Gün yüzünde değil  günün gecesinde de çalışabilirdi. Bazen bütün bir gün bile ona az gelmeye başlamıştı. Onun elinde olsa 24 saati bile uzatabilirdi.

..VE DÖNÜM NOKTASI(1)

 Kendisini tanıyanlardan dinledim.

İstanbul’da TOKİ’de  sorumlu uzman mühendis olarak çalışırken günün birinde dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, onun çalıştığı TOKİ şantiyesine gelir. O aralar Katar şeyhi kalabalık bir heyetle ülkemizi ziyarete gelecek ve daha çok da ticari amaçlı temaslarda bulunacaktır.Katarlılara onun çalıştığı TOKİ şantiyesi  gezdirilecek ve mümkün olması halinde kayda değer miktarda konut satışı yapılacaktır.

Vakit daralmaktadır.

Katarlıların ülkemize gelmesine bir kaç gün kalmıştır.

Recep Tayyip Erdoğan TOKİ’nin başkanına o bir kaç gün içerisinde örnek bir dairenin yapılmasını ve tefrişini emreder.

Başkan “Ama efendim, vakit iyice daraldı” demeye çalışırken kara gözlü, kara yağız genç bir mühendis olağanüstü bir cesaretle öne atılır ve.. “emreder, uygun görürseniz ben bu örnek daireyi 24 saatte hazır hale getirebilirim” der.

Bu sözler üzerine buz gibi bir hava ortama hakim olur.

Herkes susmuş ve Erdoğan’ın ne söyleyeceğini beklemeye başlamıştır.

Bir tarafta Erdoğan gibi pür dikkat ve adamdan anlayan bir başbakan öte tarafta da TOKİ’nin ensesi kalın rahat üst düzey yöneticileri. Bu ortamda tanınmayan ve bilinmeyen genç bir mühendisin öne çıkıp söz söylemesi için mangal ötesi bir yüreğe sahip olması gerekir.

Sayın Erdoğan’ın bu genç mühendisin  sözleri karşısında nasıl bir tepki vereceği ve ne söyleyeceği biraz heyecan ve biraz da korku ile beklenirken, Erdoğan genç mühendise sevecen bir üslupla “Senin adın ne?” diye sorar.

Mühendis “Murat Kurum efendim” der.

Erdoğan’da “Tamam.. Adını yazdım. Bu işi sen yap” emrini verir.

Örnek daire hazır hale getirilir.

Bu işi emredildiği süre zarfında yapan genç  mühendis Erdoğan’ın çalışma temposuna  uygun insandır.

Bu olaydan sonra hikayenin yükseliş kısmı başlar.

Önce TOKİ’de Daire Başkanı olur.

Sonra Emlak Konut  Genel Müdür Yardımcısı yapılır.

Kısa bir süre sonra da Emlak Konut  Genel Müdürü yapılır.

..VE DÖNÜM NOKTASI (2)

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Cumhuriyetimizin 66. Hükümetidir.

Bu yeni dönem bilinmeyenleri ile dolu olan bir dönemdir.

Neyin nasıl olacağı ve nasıl yürüyeceği bilinmemektedir.Bu yeni dönem bilinenlerin ve geçmişte yaşanmışlıkların tekrarı olmayacaktır.

Usta işi vuruşlar ve hamleler gerekir yeni dönemin şifrelerini çözebilmek için. Lakin bu da yeterli değildir. Vaziyet belirsizliklerde dolu olunca geriye kişisel  yetenek ve beceri kalmaktadır. İşin gereğini anlayacaksın, algılayacaksın ve yürüyeceksin. Fazla da yanlış yapmayacaksın.

10 Temmuz 2018 günü Cumhurbaşkanlığı hükümet kabinesi açıklandı.

Kabine, sürpriz isimler kabinesi gibiydi.

Sayın Cumhurbaşkanı “Çevre ve Şehircilik Bakanımız Murat Kurum” dediği anda zaman sanki durmuş gibiydi. Siyasetle ilgilenenlerin merakı bir anda göklere kadar yükseldi. Kimdi bu Murat Kurum? Nereliydi, neyin nesiydi? Önünde, arkasında kimler vardı? Backrountu neydi? Bu merak doğal olarak aylarca sürdü. İnlar haklıydı. Türk siyasi hayatına yeni bir isim girmişti. Üstelik hiç ama hiç umulmayan ve beklenmeyen krtik bir zamanda.

Peki Murat Kurum’un bakan yapılmasının arkasındaki güç neydi?

Bu konuda çok şeyler yazıldı ve konuşuldu. Biz bunlara fazla itibar edenlerden değiliz. Sayın Erdoğon’la, Murat Kurum arasındaki İstanbul’da TOKİ şantiyesinde geçen kısa diyalog Kurum’un kaderini yukarı yönlü  değiştiren  önemli bir dönüm noktası olmalı. Anlayacağınız özgüven, cesaret, çalışkanlık ve iş bitiricilik.

Bugün Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum 66. Hükümetin en başarılı bakanından birisi olarak dikkatleri üzerinde toplamayı sürdürüyor. Sorun yaratmadığı gibi, sorunları çözmeye çalışıyor ve çözüyor. Çok çalışıyor. Hızlı düşünüyor ve  isabetli kararlar veriyor. Adı kişisel ölçekte şu ana kadar herhangi bir çamura ve içinden çıkılmayacak bir  bataklığı da karışmış değil. Memur kökenli siyasetçi olmasına rağmen en başarılı bir kaç bakandan birisi.

Bakan Murat Kurum’a  “belki faydası olur” diyerek, negatif bir husustan da söz edelim.

Bakan bey ülkemizin her şehri ve her bölgesi ile yakından ilgili. Her siyasetçi gibi o da memleketi  Konya ile haliyle daha çok ilgili. Fakat bakan bey Konya ile temasında bir kısım çevre tarafından sınırlı  tutuluyor. Böyle bir vaziyet var. Sözünü ettiğimiz çevre bakan beyi kendilerinin istediği kişi ve çevrelerle temasta sınırlı tutmaya çalışıyor. Rahatsız edici bu fanus kırılmalı. Bu argümanımızı bir miktar somutlaştıralım mı? Hadi bir kaç soru ile somutlaştıralım. Murat Kurum bey bu şehrin sevimli ve siyasette istikbal  vaad eden bir evladı olarak resmi proğramlar dışında sokaklarla temas edebiliyor mu? Partisi ve kamu kurumları dışında kalan sivil inisiyatif ile ne kadar temasta? Bu arada yerel basınla iliteşimi vasıtalarla yapılmadığı takdirde daha  faydalı ve hoş olmaz mı?

Bu sınırlı ve dar çevrenin bir şekilde aşılması gerekiyor.Bu nasıl olur bilmem ama bir şekilde mutlaka yapılmalı. Bundan en çok fayda sağlayan bu şehir olacaktır, bakan beyin partisi ve bakan beyin kendisi olacaktır.

Neyse başa dönelim..

Kendisini yakından tanıyanlardan dinledim.

Sayın Erdoğan sorar “Adın ne senin?”

Genç mühendiis cevap verir: “Murat Kurum efendim”

Yükselişin hikayesi böyle başladı.. Gerisi daha çok laf olmalı.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Mustafa Özdoğan
    25-05-2021 14:20

    Bakan beş şehrimizin medarı iftiharı evet Gerçek şu ki Bakan bey olmasa ne büyükşehir nede merkez ilçe belediyelerimizin hizmetleri çok sınırlı kalırdı.Halk adamı bakan beyimiz arada bir esnaf ziyaretleri yapsa ,Son derece müspet olurdüşüncenize katılıyorum Ali Rıza bey

  • yorum avatar
    Himmet türkoğlu
    24-05-2021 10:36

    Tebrikler birebir aynen katılıyorum çalışkan dürüst iş bitirici genç mühendisimiz Murat KURUM için az bile yazılmış kalemine sağlık ALİRIZA TABAN bey

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.