Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.48
  • EURO
    34.96
  • ALTIN
    2436.1
  • BIST
    9716.95
  • BTC
    64627.25$

ABD ve BOB (2)

26 Ağustos 2020, Çarşamba 08:54

Başta ABD olmak üzere dünya silah sanayinin pat­ronları Yahudilerdir. İsrail de kendisi küçücük (6 milyon­luk) bir devlettir ama, dünyada en çok silah satan ve bu ölüm makinelerinden para kazanan dördüncü devlettir.  Çünkü en çok getirisi ve kazancı olan sektör silah sektörü­dür.

ABD her yıl bütçesinin yaklaşık p den fazlasını, İngiltere ise W den fazlasını savunsa sanayine yani in­sanları öldür­meye ayırmaktadırlar.(1) Fransız düşünür Sartre şöyle demiş­tir: “Paris’in ihtişamına çarpılan bir doğulu, o ihtişamın altında kendi atalarının çalınmış veya gasp edilmiş zen­ginliklerinin yattığının farkında değil.”(2) Batı medeniyeti mazlum milletlerin kanı, canı ve kemikleri üzerine bina edilmiştir.”(3) ABD de devamlı şu tez işlenir. “Savaş bir Amerikan geleneğidir.”(4)

Batı yani Haçlılar o kadar riyakâr ve ikiyüzlüdür ki; Nobel Barış Ödüllerinin temelinde bile silah, kan ve kıtal paraları olduğu bugün ortaya çıkmaktadır.(5) Silahları hem yapıyorlar, hem de onları yüksek fiyata satabilmek için, dünya milletlerini bir birine takıyorlar. Savaşları finanse ediyorlar. Böylece birkaç cihetten Yahudi’nin ideali ger­çekleşiyor. Yani önce topları satıyorlar, ondan sonra da diplomatları gönderiyor veya önce yangını çıkarıyorlar, sonra da güya onu söndürmek için itfaiyecileri gönderi­yorlar. Tabi söndürme parasını ve pirimini de alıyorlar. Her yönden kârlılar! 

Yahudilerin elindeki bir başka güç Medya’dır. Maale­sef dünya medyasına onlar hâkimdirler. Bu hususta Derya Sazak şöyle bir tespitte bulunuyor ve  "Medyanın ardın­daki güç"ü şöyle belir­tiyor: "Amerika'daki medya kuru­luşlarının,  neden askeri bir çözümü destekledikleri soru­suna yanıt bulmak için (...) askeri malzeme üreten kuru­luşlar ile medya şirket­leri arasındaki bağlar dikkat çekici­dir. Meselâ;  NBC'nin sahibi General Elektrik 1989'da 54.5 milyar dolar geliri­nin 9 milyar dolarını askeri malzeme sözleşmesinden kazandı. General Elektrik'in yönetim ku­rulu üyelerinden çoğu Washington Post'un yönetiminde..." Derya Sazak,  bunu masa başında oturarak yazmıyor,  kaynak yine Ameri­kan yayınlarıdır...(6)

Bugün dünyayı medya idare etmektedir. Bu bir reali­tedir. İnsanları hele hele gençleri ve çocukları istedikleri gibi yönlendirebilmektedirler. İnsanların eskiden sohbet etme, bir biri ile konuşma imkânları vardı. Kitap okurlardı. Uzun kış günlerinde gerek ailesi ile, gerek toplu sohbet­lerde saatlerce konuşma, dinleme, fikir üretme, tarih, kül­tür, efsane, masal, fıkra duyma dinleme hakkına sahipti. Ecdadından tevarüs ettiği, kulaktan kulağa aktarılan bir millî kültürü bir hars’ı vardı. Şimdi bunların tamamı kalktı varsa-yoksa TV’ler. Aile fertleri birbiri ile bile konuşup anlaşamıyor.

Dolayısıyla bugün insanları eğiten, yönlendiren, iste­diği gibi sevk ve idare eden TV’ler ve onlarda verilen fi­kirlerdir. İnsanların zihnî ve fikrî faaliyetlerine ambargo konmaktadır. Onun için bir ilim adamı şöyle der: “Tele­vizyonlar dünyayı ayağımıza, belâyı da başımıza getirdi­ler.”

Yazar John Holford şöyle demiştir: “ABD ve Avrupa başlarına ne gelirse hak etmiş olacaklardır. Çünkü dünya insanları onların şiddet ve sadizm filmlerini seyrederek yetişiyor”(7) 

BBC de uzun yıllar vazife yapmış Martin Eslin’e göre şiddet gösterildikçe çoğalmakta ve film sektörü de reytingi yakalayabilmek için daha fazlasını göstermek durumunda kalmaktadır.(8)

TV nin etkisi hususunda yapılan şu araştırmada çok ibret verici: Psikolog Jung Bay Ra’nın yaptığı aştırmaya göre: Çocuklara “Babanızı mı daha çok seviyorsunuz, te­levizyonu mu?” diye sorulmuş D televizyonu seçmiş. Annenizi mi? Televizyonu mu? Sorusuna da “televiz­yonu” diye cevap vermiş.(9) ABD de bir çocuk ilkokulu bitirmeden 8 binden fazla cinayet sahnesi izle­mektedir.(10) Bu sahnelerdeki öldürme, yaralama, işkence, terör, sa­dizm… sahnelerini göre göre çocuktaki şefkat, merha­met, acıma duygu ve hisleri dümura uğramakta, yani yok olup gitmektedir. Geriye insanı hayvandan ayıran fa­zilet duy­gularından soyutlanmış bir yaratık kalmaktadır.

New York’ta bir yılbaşı gecesi sabahı bir spiker ço­cuklara babanızın cebinden para alın ve bize şu adrese yollayın demiş ve o adrese dolarlar yağmıştır.(11)

Günün birinde başka bir psikopat çıkıp ta çocuklara şöyle şöyle yapın evlerinizi yakın, babalarınızı öldürün... dese ne olacak?..

Dipnotlar:

1-S. Dergisi, Mayıs 1989, s.132; İbrahim Refik, “Tarih Şuuruna Doğru-2”, Albatros Yay. 7. Bas.İst. 2001, s.122.

2- Tarih ve Düşünce Dergisi, Ağustos 2000, sayı10, s.7.

3- Tarih ve Düşünce Dergisi, sayı 10, s.7.

4- “Savaşlarda Kamuoyu Oluşumu”, Dr. Mustafa Mutlu, Okumuş Adam Yay. İst. 2003, s.212.

5- Milliyet Gazetesi, 17.12.1998

6- Hasan Pulur,  Milliyet Gazetesi, 16.01.2002

7- Holford John, “Kültür Terörizmi” Kubbealtı Akademi Mecmuası, Temmuz 1986,

8- İbrahim Refik, “Kültürde Dirilmek”, TÖV Yay. İzmir, 1998, 2. baskı, s.38, 

9- Şener Erman, Televizyon ve Video. İst. 1984, s.57.

10- Omay Elvan, “Şiddete Karşı Kampanya Yayılıyor”, Aktüel Dergisi, sayı 136, 10-12 Şubat 1994, 

11- Cemal Anadol, “Televizyon Yayınlarının Milli Kültüre Tesirleri”, T. M. K. V. Yay. İst. 1992, s.19.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.