Konya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.37
  • EURO
    35.04
  • ALTIN
    2325.4
  • BIST
    9104.24
  • BTC
    69955.93$

30 AĞUSTOS ZAFERİ

30 Ağustos 2019, Cuma 11:54

İçinde bulunduğumuz Ağustos ayının,  Müslüman Türk mille­tinin şanlı tarihinde müs­tesna bir yeri vardır.

Bugün vesile-i iftiharımız olan,  600 sene dünyaya mührünü vuran,  Kı­rım ortalarından Yemen sahillerine,  Viyana kapılarından Hint adalarına ka­dar, koskoca Devlet-i Âliye'nin kurucusu olan şanlı ecdadımızın tari­hinde de,  Ağustos ayı zaferlerle dolu bir ay­dır.  

Ağustos ayı: Alpaslan'ın kuru bir cihangirlik uğruna değil,  İ'lây-ı Kelimetullahı dünyanın her tarafına yaymak,  Feth-i Mübin’e giden yol­daki engel ve mâniaları temizlemek için,  Malaz­girt Ova­sında kendinin 3 misli düşmanla karşılaşıp:

Atımın kuyruğun sardım beline

Kefenimi giydim kendi elimle

Allah’ını seven gelsin benimle

Karısını seven dönsün evine                   

diyerek 200 bin kişilik düşman ordusunu iman ve iradesinde kah­redip,  tarihe şanlı müh­rünü vurduğu bir aydır.

Ağustos ayı: Oğullarına: "Sağ olduğunuz müddetle at sır­tından in­me­yi­niz. Aksi halde karılarınızdan bir farkınız kalmaz" diyen Er­tuğrul Gazile­rin, duvarında Kur'an-ı Kerim asılı diye, istirahatına tahsis edilen odada sabaha kadar uzanıp yatmayan Osman Gazilerin, "Bizim mesleğimiz Allah yolu ve maksa­dımız Allah'ın dinini yaymak­tır.  Yoksa kuru kavga ve cihan­girlik da­vası değil­dir" diyen Orhan Gazilerin ve onların sulbünden gelen Mu­rat'ların, Fatih'le­rin,  Yavuz'ların, Kanûni'lerin… zaferden zafere koş­tukları bir aydır.

Ağustos ayı: Asırlarca İslâm’ın bayraktarlığını yapan,  kah­raman ec­da­dın malını,  canını kanını velhâsıl bütün varlığını bir dâvâ uğruna sebil edip,  Yüce Allah'ın: "Allah yolunda hakkıyla cihad edin"(1) emrine,  Sev­gili Pey­gamberimizin: “Cihat kıyamet gününe kadar devam edecek­tir”(2) tavsiyesine "işittik" ve "itaat et­tik"diyerek,  bütün lezzet ve zevkle­riyle dünya hayatını,  şehitlik şeref ve mertebesiyle takas ettik­leri bir ay­dır.

 Ağustos ayı:

Damarlarında şehâmet yüzerdi kan yerine

Yüreklerinde ölüm şevki vardı can yerine                                                                                      denilen ecdadın şahâdet aşkıyla yanıp kavrulduğu, İ'lâyı-ı Kelimetullahı dün­yanın en ücra köşesine kadar duyurmak azmiyle kükreyip coştuğu,  bu sayede engel tanımaz azim ve irade­siyle,  her bakımdan kendinden kat kat üstün kuv­vetler karşısında,  bir volkan gibi patlayıp Malazgirt’i,  Çaldı­ran’ı,  Mohaç’ı, Haçova’yı,  Ko­sova’yı,  Sakarya’yı ve daha nice zaferleri kazandığı bir aydır.

Ağustos ayı: Şanlı ecdadın İstanbul’dan çıkıp,  Selimiye’de sabah nama­zını ifa edip, Estergon’da Sancak-ı Şerifi selamlayıp,  Budapeşte'de dinlenip,  Eflak ve Boğdan Ovalarında atlarını çayır­latıp,  Tuna’da suyunu aldırarak şairin dediği gibi:

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik

Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı ilerle

Bin atlı  o gün geçtik Tuna'dan kafilelerle         

ge­rektiğinde oyuna gider gibi,  düşman üzerine gidip,  dev gibi ordu­ları yendiği aydır.

Ağustos ayı: Manaya değil maddeye,  tevhide değil tekniğe,  imana değil imkânlara güve­nen bugünkü sözde dostlarımız Haçlıların, Aziz va­tanı pay­laşmak,  kahraman Türkün adını tarih say­falarından silmek,  kahpe Yu­nan'ın Megalo-idea'sını(3) gerçekleştirmek,  dünkü kölelerimiz olan pali­karya ve çorba­cıları başımıza efendi yapmak için,  bütün güçleri ile üze­rimize çullan­dık­ları,  fakat: Öldü,  bitti,  tükendi zannettikleri bu necip milletin,  ölüsünün bile onlara yetip arta­cağını,  kahraman Subayla­rıyla,  Mehmet­çikleriyle,  Saliha Ba­cılarıyla, Seyit ve Yahya Çavuşlarıyla,  Nene Hatunla­rıyla,  Kara Fatmala­rıyla… Bir kez daha gösterip 30 Ağus­tos l922 de arkala­rına bakma­dan kovdukları bir aydır.

Bu zafer:

Enbiya yurdu bu toprak; şüheda burcu bu yer;

Bir yıkık türbesinin üstüne mevlâ titrer!

Dışı baştan başa bir nesl-i kerîmin yâdı,

İçi boydan boya milyonla şehit ecsâdı.

Öyle meşbû-u şahadet ki bu öksüz toprak:

Ohhh, bir sıksa adam otları, kan fışkıracak!

Böyle bir yurdu elinden çıkaran nesl-i sefil,

Yerin üstünde muhakkar, yerin altında rezil!

denilen Aziz Vatanını,  düşman çizmeleri ile çiğnetmemek,  ırz,  namus ve şerefini rencide ettirmemek,  minarelerden ezan se­sini,  mih­raplardan Kur'an sesini susturmamak isteyenlerin,  ke­mikleriyle tepeler,  kanlarıyla ırmaklar,  yaptıklarıyla efsaneler meydana getirenlerin zaferi­dir.

Kurtuluş savaşı ve daha önceki savaşlarda,  bir gaye uğruna,  bir Hi­lâl uğruna,  canını feda,  kanını sebil eden aziz şehitlerimizi,  minnet ve şük­ranla anarken,  bizleri onlara lâyık nesiller eylemesini Cenâb-ı Al­lah’tan niyaz ede­rim.

Bayramınız kutlu ve mübarek olsun.

Dipnotlar:

1-Hac Sûresi, 78.

2-Mecmeu’z-Zevâid, c. 1, s. 106.

3- Anadolunun tekrar Hıristiyanlaştırılıp Yunanlılara teslim edilmesi hayali.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.