Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.83
  • ALTIN
    2508.3
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    64358.01$

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI

28 Ağustos 2020, Cuma 09:12

Önceki gün (Çarşamba)  Malazgirt Zaferinin 949. Yıldönümüydü.

Tarihin en şanlı komutanlarından Sultan Alparslan Malazgirt Ovası’nda Bizans Ordularını yenerek, Anadolu’nun kapılarını Türklere (Bizlere açtı)

Malazgirt Meydan Muharebesi her şeyden önce Türklerin batıya doğru yürüyüşünün ilk adımıdır.

Sultan Alparslan’ın başlattığı bu yürüyüş; yalnız Türklerin kaderini değiştiren bir yürüyüş değil, tüm milletlerin, dünyanın kaderini değiştiren bir yürüyüştür. Çağların akışını değiştiren ve yeni çağların başlangıcına yol açan bir yürüyüştür.Sultan Alparslan’ın beyaz kefenini  giyerek kazandığı zafer staretejik sonuçları bakımından da çok önemlidir.

Anlatalım:

Malazgirt Zaferi  Anadoluyu bize yeni yurt yaptı.

Kazanılan bu zafer sayesinde Büyük Selçuklu İmparatorlu Devleti, dünyanın tanıdığı  ve gücünü kabul ettiği devletlerden birisi oldu.

Atalarımız Malazgirt Zaferi’nden aldığı cesaretle  teşkilat ve kurumları olan devletler  kurdu.

Selçuklu Devleti kuruldu.

Türkün zafer tacı olan Osmanlı İmparatorluğu kuruldu.

Kurulan yeni devletler  farklı bölgelerde dağınık vaziyette yaşayan beyleri, beylikleri ve boyları zaman içinde bir araya getirdi.  Tek devlet olundu. Devlet olma  bilinci  gelişti.

Osmanlı, Sultan Alparslan’dan aldığı feyz ve cesaretle Avrupa’nın içlerine kadar gitti.

Tarihte nam bırakan  ve Osmanlıyı, Osmanlı yapan Ertuğrul ve Osman beylerimiz oldu.

Yıldırım Beyazıt’ımız oldu.

Fatih’lerimiz, Kanuni’lerimiz, Yavuz’larımız, Murat’larımız, Atatürk’ümüz oldu,  dünyayı tirtir titreten ve  dünyanın neresinde bir mazlum  varsa oraya koşan.

Fatih Sultan Mehmet genç bir  padişah iken İstanbul’u fethetmek suretiyle, bir çağı kapattı bir çağı açtı. Dünyayı arkasına alan Bizans, Fatih’in darbeleri  karşısında yerle bir oldu. Dünya, İstanbul’un Fethinden sonra Osmanlı’nın gücü ve yeteneğine boyun eğdi ve selama durdu.

Osmanlı padişanları her tarafa at sürdü. Kazanılan bir zafere yeni zaferler eklendi. Yeni topraklar edindik.İslam ülkelerini koruduk, kolladık.İslamın yeryüzünde yayılması için çalıştık.

Top, tüfek başta olmak üzere yaşanan çağa özgü savaş araç gereçleri ürettik.

Öte yandan sanatın farklı alanlarında gelişme gösterdik. Edebiyat alanında  ünü bugünlere kadar gelen ve dünyada bilinen yazarlarımız, şairlerimiz, mimarlarımız oldu. Eşi emsali olmayan camiler, saraylar, hanlar, hamamlar, kervansaraylar, köprüler yaptı mimarlarımız.

Milat 26 Ağustos 1071.

Başlangıç yani işin sıfır noktası, Malazgirt Meydan Muharebesi.

Bütün bunları büyük komutan, büyük kahraman ve devlet adamı Sultan Alparslan’a borçluyuz.

 “Olur ya savaşta ölürsem  beni üzerimdeki elbise  ile toprağa gömün” diyen, mütevazi  komutan ve devlet adamı Sultan Alparslan’a borçluyuz.

Geride bıraktığımız Çarşamba  günü Malazgirt Meydan Muiharebesinin 949. Yıldönümüydü. Zaferi kutladık ve büyük komutanı andık.

Milletine Anadolu’yu fethederek, batı istikametini işaret eden büyük ve eşsiz komutan, dahi komutan ruhun şad  bir kere daha şad olsun. Sana Türk milleti olarak minnet borçluyuz. Tarihte her alanda yaşadığımız güzellikleri, başarı ve gururları sana borçluyuz. Sultan Alparslan olmak  işte böyle bir şey. Ölümünün üzerinden yüz yıllar da geçse hatırlanmak,

Değerli okuyucular önümüzdeki Pazar günü de 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 98. Yıldönümü.

30 Ağustos  nedir?

30 Ağustos  son vatan topraklarımızın Yunan işgalinden kurtardığı gündür.

Ne hazindir ki kılıcı ile dünyaya  yüzyıllar boyu hükmeden, ülkeler fehteden, nizam  veren Osmanlı 19. Yüzyılın sonlarında yere çakıldı. İngilizler 1918’de gelip İstanbul’u işgal ettiler. Bu işgal dört yıl  sürdü. İbadethanelerimiz, camilerimiz, devlet kurumlarımız, hazinemiz, saraylarımız işgal altında kaldı. İngiliz komutanlar İstanbul’u işgal etmekle, koskoca Osmanlıyı yönetir hale geldiler.

Öte yandan Fransızlar, İtalyanlar, Yunanlılar Anadolu’nun illerini tek tek işgal ettiler.

Kahramanmaraş, Gaziantep,Urfa, Adana,Antalya,Trabzon, Konya, İzmir başta olmak üzere çok sayıda Anadolu ili  işgal edildi.  Başsız, çaresiz ve ordusuz kalan halk işgalcilere karşı ilkel imkanlarla direndi  ve karşı koydu.

İstanbul’un, İngilizler tarafından işgalinden sonra genç bir subay ortaya çıktı ve şöyle dedi :” Geldikleri gibi gidecekler.” O subay dönemin Sultan Alparslan’ı olan, dahi komutan ve dahi devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Onun sayesinde İstanbul dört yıl süren İngiliz işgalinden kurtuldu.  Aynı şekilde kazanılan 30 Ağustos  Zaferi ile  aşgal altında olan tüm Anadolu illeri de kurtuldu.

30 Ağustos 1922’de kazanılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile İstanbul kurtarıldı. Ege kurtarıldı. Anadolu kurtarıldı. Emperyalist güçler yenildi ve bu topraklar, son Türk vatanı olarak dünya milletler tarihine kaydedildi.  Savaşın kazanılmasından sonra da dünyaya gözlerini açan nurtopu gibi  özgür ve bağımsız yeni bir devletimiz oldu. Bugün o devletin bayrağı  altında özgürce yaşıyoruz. Bu vatanı, bağımsızlığımızı ve bayrağımızı 30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan Muharebesini kazanan Mustafa Kemal  Atatürk ve arkadaşlarına borçlu olduğumuzu söylemeye bilmem gerek var mı? Borçluyuz. 30 Ağustos  Başkomutanlık Meydan Muharebesi kazanılmamış olsaydı bugün olmayacaktı. Kimsede bu günleri yaşamayacaktı.

Bir şey daha: Malazgirt Meydan Muharebesinin kıymetini  ve bu zaferin kazanımlarını ebedileştiren, 26 AğustoS 1922’de başlayan ve 30 Ağustos 1922’de  zaferle sonuçlanan, Mustafa Kemal Atatürk’ün sevk ve idaresindeki Başkomutanlık Meydan Muharebesidir.

Pazar günü 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 98. Yıldönümü.

Bayramınız kutlu olsun.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.