Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.99
  • ALTIN
    2424.2
  • BIST
    9722.09
  • BTC
    64440.54$

Bilinçsiz uygulanan saç maskelerine dikkat

Bilinçsiz uygulanan saç maskelerine dikkat
Dr. Öğr. Üyesi Gürkan Yardımcı, “Doğal diye yapılan saç maskeleri başta saçlı deri olmak üzere kulaklarda, göz kapaklarında, yüzde ve boyunda alerjik durumlara sebep olabilir hatta kalıcı saç kaybıyla sonuçlanabilir” dedi

Esenler Medipol Üniversitesi Hastanesi Dermatoloji Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Gürkan Yardımcı, “Her bir saç teli yaklaşık 4 ila 6 yıl canlı kalıyor. Bu sürenin sonunda dökülen saçlar 3 ila 4 ay süren bir dinlenme sürecine girer ve sonra tekrar uzamaya başlar. Bu nedenle her saç dökülmesi durumunda bir hastalıktan bahsedemeyiz. Günde 100’den daha az saç telinin dökülmesini normal olarak değerlendiririz. Ancak günde 100’den fazla saç telinin 4 ila 6 haftadan daha uzun süre dökülmesi durumunda saç dökülmesi hastalık olarak kabul edilir” dedi. Saç dökülmesinin çok sayıda farklı çeşidi ve sebebi olduğunu belirten Dr. Yardımcı, “Saç dökülmeleri genel anlamda kalıcı ve kalıcı olmayan şeklinde iki grupta sınıflandırılabilir. Genellikle stres kökenli, mevsimsel gerçekleşen, kilo verme sonrası, doğum sonrası, vitamin eksikliklerine bağlı gelişen ve yüksek ateşle seyreden hastalıklardan sonra görülen saç dökülmelerini kalıcı olmayan durumlara örnek verebiliriz. Ancak saçlı derinin mantar enfeksiyonları gibi bazı mikrobiyal hastalıklarda, yanık veya ameliyat izi gibi travmatik saç kayıplarında ve sebebi henüz net olarak bilinmemekle birlikte kıl köklerinin kalıcı olarak hasarlandığı bazı saçlı deri hastalıklarında kalıcı saç kaybı meydana gelebilir” ifadelerini kullandı.

BU FAKTÖRLER SAÇ DÖKÜLMESİ NEDENİ

Dr. Yardımcı, en sık karşılaşılan sebeplerden birinin genetik dökülme olarak da bilinen androgenetik alopesi olduğunu ifade ederek şu bilgileri verdi:  “Erkeklik hormonu olarak bilinen testosteronun dihidrotestosteron adı verilen başka bir hormona dönüşmesi sonucu saç köklerinin bir bölümünde minyatürleşme başlar. Olması gerekenden daha ince bir hale gelen kıl kökü yıllar içerisinde bir daha saç üretemeyecek hale gelir. Bu hastalıkta kişide anormal sayıda saç dökülmesi genellikle yoktur ancak aylar-yıllar içerisinde saçlarda sırasıyla incelme, seyrelme ve kellik gözlenir. Saçların genellikle ön ve tepe bölgeleri zaman içerisinde dökülür ve kalıcı saç kaybı meydana gelir. Demir, çinko, biyotin, folik asit, B12 ve D vitamini eksiklikleri, anemi, tiroid bezi hastalıkları, stres, özellikle yüksek ateş ile seyreden geçirilmiş enfeksiyonlar, bazı ilaçların kullanımı, doğum, kontrolsüz yapılan diyetler sonrasında hızlı kilo kayıpları ve yakın zamanda geçirilmiş ameliyatlar saç dökülmesinin en sık sebepleri arasındadır. Bununla birlikte çok sıcak kurutma, düzleştirici kullanımı gibi yanlış yöntemler, saçlı derideki alerjik durumlar ile egzamaları çoğu zaman kalıcı saç kaybıyla sonuçlanmayan ancak aşırı derecede dökülmeye sebep olabilecek nedenlerdendir.”

 “BİLİNÇSİZ YAPILAN KÜRLER ALERJİYE YOL AÇABİLİR”

Saç dökülmesini önlediği iddia edilen kürler ve takviye ilaçlara da değinen Dr. Yardımcı, şu değerlendirmeyi yaptı:  “Hastaların evde kendi kendilerine uyguladığı karışımlar ve kürler kısmen faydalı olsa da çoğunlukla saç dökülmelerinin azalmadığı, aksine arttığı yönündeki şikayetlerle karşılaşıyoruz. Doğal diye yapılan saç maskelerinin başta saçlı deri olmak üzere, kulaklarda, göz kapaklarında, yüzde ve boyunda alerjik durumlara sebep olabileceği unutulmamalıdır. Şiddetli olabilecek alerjik durumlar kıl kökünde kalıcı hasar bırakabilir ve kalıcı saç kaybı ile sonuçlanabilir. Yüz bölgesinde ve göz kapaklarında ise kalıcı lekelere neden olabilir. Takviye ilaçların da doktor kontrolünde kullanılması halinde faydalı olacağını düşünüyorum. Özellikle vitamin eksiklikleri ve kansızlık gibi durumlarda kan tetkiklerinin sonucuna göre takviye ilaç kullanılması faydalı olacaktır. Yapılan birçok çalışmada kan düzeyinde düşüklük olmadan vitaminlerin kullanılmasının herhangi bir yararının olmadığı gösterilmiştir. Bu gibi durumlarda hasta tetkik yapılmaksızın takviye ilaç kullanırsa istenmeyen yan etkiler ile karşılaşabilir.”

 “ERKEN TANIYLA TEDAVİ MÜMKÜN”

Dr. Yardımcı, “Yaklaşık bir aydan uzun süren ve günde 100 adetten daha fazla saç telinin döküldüğü her durumda mutlaka bir dermatoloji uzmanına başvurulmalıdır. Yapılacak her tedavi kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Hastanın yaşı ve cinsiyeti, dökülmenin süresi, eşlik eden hastalıkların varlığı, aile öyküsü gibi bazı önemli etkenler mutlaka değerlendirilmelidir. Kalıcı saç kaybı ile sonuçlanmayan durumlarda tedavi ne kadar erken ve doğru bir şekilde uygulanırsa saç dökülmesi de hızlı bir şekilde iyileşecektir. Çoğu kişide uzun süren saç dökülmesi psikolojik olarak olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Bu da kişide stres faktörünü arttırarak yeni saçların dökülmesine sebep verebilir ve süreç kısır bir döngüye girebilir. Kalıcı saç kaybı ile sonuçlanabilecek her durumda ise tedaviye başlama zamanı çok önemlidir. Uygun tedavi ile kıl kökleri henüz canlıyken iyileşme sağlanırsa dökülen saçlar tekrar yerine gelir. Ancak kıl kökü hasarı oluşursa yeni saç oluşumu mümkün değildir” şeklinde konuştu. 

BU ÖNERİLERE DİKKAT EDİN

Dr. Yardımcı, saç dökülmesini önlemek için dikkat edilmesi gereken hususları şöyle sıraladı: “Saç dökülmesini önlemek için öncelikle doğru saç ve saçlı deri bakımı çok önemlidir. Saçlar yapısına uygun olarak günlük ya da gün aşırı olacak şekilde ılık su ile nazikçe yıkanmalı. Çok soğuk ya da çok sıcak su ile banyo yapmak saçın yapısını bozarak daha kolay dökülmelerine neden olabilir. Banyo sonunda uzun saçların uçlara saç kremi uygulaması daha rahat taranmasını sağlayarak kırılmaları azaltır. Şekil vermek için saç şekillendiricileri kullanan kişilerin yatmadan önce mutlaka saçlarını yıkamaları gerekiyor. Banyo sonrası saç ve saçlı deriyi kurutma işlemi çok sıcak yapılmamalıdır. Uzman olmayan kişiler tarafından önerilen saç bakım ürünlerinin kullanımını kesinlikle tavsiye etmiyorum. Gelişebilecek bazı olumsuz yan etkiler ve alerjik durumlar saçların dökülmesini arttırabilir. Sağlıklı saçlar için kişinin yaşam tarzı da oldukça önemlidir. Stresin azaltılması, sigara ve alkol gibi alışkanlıkların bırakılması, düzenli uyku ve beslenmeye önem verilmesi, günde ortalama 2-3 litre arasında su içilmesi genel sağlığı iyileştirmenin yanında saç sağlığını da olumlu etkiler. Saç dökülme riski yüksek hastalarda (ör: genetik kaynaklı dökülmeler) dökülme olmadan da uygun tedavilerle mevcut saçların daha da güçlenmesi hedeflenebilir. Özellikle 40’lı yaşlardan sonra ve menopoz sonrası kadınlarda oral kolajen takviyeleri saçların daha güçlü ve sağlıklı olmasına katkıda bulunabilir.”

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Kaynak: DHA


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!